Sivil toplum kuruluşları öncülüğünde vatandaşlar cuma namazı sonrası Aktekke 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda toplandı. Kudüs protestosuna eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.

GÜN TEK BİR YÜREK HALİNDE SES VERME GÜNÜDÜR

Burada konuşan Davutoğlu, "Gün ses verme günüdür. Gün zulme karşı sükut etme günü değil, zulme karşı tek bir yürek halinde ses verme günüdür. Bugün yurdumuzun her bir yerinde burada olduğu gibi sivil toplum örgütlerimizin çağrısıyla açık meydanlarda ses veriyoruz. Allah o sesi verenlerin sesini gür eylesin. Allah bu zulüm karşısında bizlerin zihni berrak, yüreği her zaman imanla dolu ayaklarını sabit eylesin. Biz de buradan Karaman Meydanı'ndan ve daha doğrusu ülkenin her yanından, İslam dünyasının her şehrinden ve daha önemlisi Kudüs-ü Şerif’ten ve Mescid-i Aksa’dan seslenerek diyoruz ki Kudüs’süz Filistin, Kudüs’süz barış olamaz, olmayacak” dedi.

ABD İSRAİL’LE AYNI STATÜDE İŞGALİN TARAFI OLMUŞTUR

Sivil Toplum Kuruluşları adına açıklama yapan Yunus Özdemir’de şunları aktardı;

“ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiğini ilan etmesi, elçiliğini taşıma kararı, İsrail’in, bütün Filistin’i, başkenti Kudüs dahil işgal etme plan ve kararının bir parçasıdır. Amerika Başkanı Trump’ın bu hukuksuz ve bizim için yok hükmünde olan Kudüs açıklaması, insanlık vicdanını yaralamış ve bölgemizdeki sorunları derinleştirmiştir. Çok manidar bir tarihte Kudüs’ün Müslümanların elinden çıkmasının 100. Yıldönümünde bu karar uygulamaya konmuştur. Bu hareket basit bir hareket değil, Siyonizm ve Emperyalizm ortaklığının oldukça sistematik ve iyi planlanmış bir hareketidir. ABD’nin Filistin davasında görüntüde tarafsız olma vasfını da bitirmiştir. ABD İsrail’le aynı statüde işgalin tarafı olmuştur. 

İsrail’in; Filistin ve Kudüs’te varlığı gayri meşrudur. Varlık sebebi işgaldir ve işgal devam etmektedir. İsrail’in işgali ulusal ve uluslararası hiçbir hukukta onaylanmış değildir, onaylanması da mümkün olamaz.

İslam’ın harem-i izzeti olan Kudüs’ü tacize teşebbüs edenler, Türküyle, Arabıyla, Kürdüyle tüm Müslümanlarda Selahaddin Eyyubi ruhunun dirilip karşılarına dikildiğini göreceklerdir.

BEDELİNİ TÜM DÜNYA VE GELECEK NESİLLER ÖDEYECEKTİR

Kudüs’ün statüsü konusunda Birleşmiş Milletlerin kararları nettir. 1967 sınırları sonrasında yapılan ve yapılacak bütün işgaller, yerleşkeler, utanç duvarları illegal olarak tescillenmiştir. Görünen o ki ABD, BM başta olmak üzere kendi savundukları uluslararası hukukun ve sistemin kararlarına karşı koymuş, İsrail gibi artık tüm dünyaya meydan okuyarak ‘hukuku’ tanımayacağını beyan etmiştir. Bunun iki sonucu olabilir: Ya dünyadaki tüm devletler kendi hukukunu uygulayacak ve dünyaya kaos hakim olacak, insanlığın geleceği yok olacak, yada Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası mekanizmalar ABD ve İsrail’in mevcut genel kabul gören hukuka uymasının gereğini sağlayacak. Aksi takdirde ABD’nin tüm dünyadan gelen ‘İsrail için bunu yaparsan tüm Ortadoğu’yu ateşe verir, kan gölüne çevirirsin ve bu ateş ve gözyaşı tüm dünyayı sarar’ uyarılarına rağmen bu kararı almasının bedelini Müslümanlar başta olmak üzere tüm dünya ve gelecek nesiller ödeyecektir. Dünya bir şiddet sarmalına girecek ve BM’nin kuruluş sürecinden hemen önceki dünya savaşı tablosu gerçekleşecektir. Yeni bir Birleşmiş Milletler kurmak için milyonlarca canın yok olmasına, var olan BM ve tüm siyasi aktörler hep beraber karar verecektir. Bu açıklama, aynı zamanda hangi din, dil, ırk, coğrafyadan olursa olsun tüm dünyaya bu şiddet sarmalının önüne geçme çağrısıdır. Bu da BM Genel Kurulunun Filistin özel gündemi ile toplanıp karar alıp uygulanması ile önlenebilir.

Bütün grupları ve taraflarıyla bugüne kadar haklı, onurlu ve azimli muazzam bir mücadele ortaya koyan Filistin’in yıllar boyunca en ağır şartlarda kesilmeyen mücadelesini selamlıyor ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bundan sonra da maddi manevi yanlarında olduğumuzu buradan ilan ediyoruz.

“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR” İTİRAZININ SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ

Nice badireler atlatmış Anadolu insanının, zalimlere ve hainlere karşı 15 Temmuz direnişini sergilemiş Türkiye’nin, insanlığın silüeti olan Kudüs’ün mahremiyetine yönelik bu saldırı karşısında, küresel sistemin çarpıklıklarına ve adaletsizliklerine karşı Cumhurbaşkanımızın uzun zamandır dile getirdiği “dünya 5’ten büyüktür” itirazının sonuna kadar arkasındayız.

Dünyadaki tüm Müslümanların, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı olan Türkiye’nin çağrısına kulak vererek Kudüs’e sahip çıkacağına inanıyoruz. Bunun için dua ediyor ve buna yürekten inanmak istiyoruz çünkü İslam’ın kalbine saplanmaya çalışılan bu hançere, ancak tüm Müslümanların iki elin parmaklarının kenetlenmesi gibi bütünleşmesiyle engel olabiliriz.

İslam Dünyası bütün Filistin topraklarına ve Filistin’in Başkenti Kudüs’e sahip çıkmalı siyasi, ekonomik, hukuki her türlü desteği sağlamalıdır. İsrail’e ve İsrail’in yanında duranlara da siyasi, ticari, ekonomik vs her türlü boykot/ambargo uygulanmalıdır.

HER TÜRLÜ FEDAKÂRLIKTA BULUNMAYA HAZIRIZ

Türkiye’de de tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve hangi görüşten olursa olsun diğer tüm aktörleri Filistin’e desteğe ve Kudüs’ü muhafazaya çağırıyoruz. Öte yandan sadece İstanbul’da 25 bin Yahudi yaşamaktadır. Onları ABD’nin bu kararına ve İsrail’in Kudüs’ü işgal politikasına karşı açıklama yapmaya davet ediyoruz. Hatırlatmak isteriz ki eğer şiddet sarmalı bölgemizi ve dünyamızı sararsa bütün dünyada Müslüman, Hristiyan ve Yahudi ayırt edilmeksizin herkes güvenlik riski ve zafiyeti yaşayacaklardır. 

Görünen odur ki, İsrail Filistin’i işgal etme ve sonrasında işgal topraklarını Suriye, Türkiye ekseninde genişletme planlarını yürütmektedir. Bu planı uygulamak için başta ABD olmak üzere birçok güçle işbirliği yapmaktadır. İslam Dünyasının halihazırdaki iç problemleri çatışma ve kaos ortamları da onlar için bir fırsat olarak görülmektedir. Derhal iç problemlerin sarmalından çıkıp herkes yüzünü Siyonizm etrafında buluşanlara çevirmelidir. Filistin ve Kudüs’ün müdafaası herkesin mesuliyetidir. Bugün hemen Kudüs’ün özgürleşmesi için tüm çalışmalar başlatılmalıdır. Müslüman ülkelerin tamamının İsrail ile siyasi, ticari, diplomatik ve ekonomik bütün ilişkilerini kesmeleri gerekir.

Biz Müslümanlar olarak Kudüs davası ve ümmetin birliği için her türlü çabayı göstermeye, her türlü fedakârlıkta bulunmaya hazırız.

Kudüs davasının sonuna kadar takipçisi olacağız. Kudüs Filistin’in başkentidir. Bütün Müslümanların kutsalıdır. Hiçbir zaman da İsrail’in başkenti olmayacaktır. Biz Kudüs özgür olana dek alanlarda olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki Kudüs özgürleşirse İslam Coğrafyası ve ümmet özgürleşir. Burada Karaman Sivil Toplum Kuruluşları Platformu olarak sesimizi ve yüreğimizi ortaya koyduk. Bu bizim kavli duamızdır ayrıca fiili dua da yapmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu bağlamda Kudüs’e sahip çıkan, her türlü dayatmaya ve yoksunluğa rağmen İslam’ın ilk kıblesini terk etmeyen yiğit Kudüslüler için de bir nakdi yardım kampanyası başlatıyoruz. Bunun ayrıntılarını da ayrıca duyarlı Karaman halkıyla paylaşacağız. Kudüs’e, Mescidi Aksaya ve oradaki kardeşlerimize madden ve manen sahip çıkıyoruz.”

Buradaki program edilen duanın ardından sona erdi.