Edep bir taç imiş, nur-i Hüdâ'dan.
Giy ol tacı, emin ol her beladan 
Ne güzel  söylemiş şair. Her beladan emin olmak için edep tacını giymek lazım. Geçenlerde bir yakınımı otogardan yolcu etmek için gittiğimde karşılaştığım manzara  içimi çok acıttı ve bunu sizlerle paylaşmak istedim. Belki anlatınca diyeceksiniz ki ya bunlar yeni şeyler değil ki! Ama ben çok etkilendim. Neden mi? bir kenara çekilmiş otobüs beklerken gayri ahlaki davranış sergileyen yirmili yaşlarda bir delikanlı ile bir kızın etrafındaki bakışlara aldırmaksızın yapmış olduklarıedepsizlik, ahlaki bir çöküş içinde olduğumuzun en yalın örneğiydi diyebilirim. Sergilenen davranışı söylemeye terbiyem  müsaade etmiyor. Konuşmalarından anladığım kadarıyla ikisi de öğrenciydi. Anne babaların bin bir güçlükle okuması için gurbete gönderdiği umut kapıları maalesef koyu bir girdabın içinde debelenip duruyorlar. Haddim olmayarak defalarca uyarmaya yeltendim ama ne ile karşılaşacağımı bilemediğim için hiçbir şey yapamadım. Hiçbir şey yapamamam bir kez daha da acıttı içimi. Çünkü aylar önce parkın birinde uygunsuz vaziyetteki iki genci bir polis memurunun uyarması sonucu o polisin bıçakla öldürülmesini basında yer alan bir haberde esefle izlemiştim. Sadece kendimi sorgulamaktan öteye gidemedim. Bütün bu rezilliklerinin nedenini sorguladım iç dünyamda. Önce edep nedir? diye sordum kendime. Şüphesiz ki edep, güzel terbiye,  güzel davranış, güzel ahlak ve hayadır. Kulun kendisinin Yüce ALLAH’ın iradesine tabi etmesi ve temiz ahlaklı olmasıdır.  O halde bu nasıl bir ahlak anlayışıdır ki dinen günah, ahlaken çok büyük ayıp olan şeyler hiçe sayılarak yapılmakta, neden kutsal bildiğimiz mukaddes değerlerimiz adeta basitleştirilmekte. Aklım almıyor bir türlü. Kutsal olan şeyler dini ve ahlaki değerlerimize uygun olarak ve gizli yapılırsa kutsal olur, aksi olursa basitleşir. Oysa basit olan şeyleri hayvanlar  yapar, çünkü onlarda edep ve haya yoktur. Biz insanları hayvanlardan ayıran en temel özellikler edep ve haya değil midir? Bu duygulardan mahrum olan hayvanların bunları yapması elbette ki doğaldır. Ama insan için bu davranışlar rezilliğin, kepazeliğin ta kendisidir. Hani hikmetli bir söz vardır. insanlar  ilimden  daha  çok  edebe muhtaçtırlar  diye.  Şair  özetlemiş  mısralarında  edep’i
Edep ehli mazlumdur zalim olmaz,
Edepsiz ilim öğrenen alim olmaz
Anladım  ki üniversite oku, yüksek  lisans, manstır, doktora…vb ne yaparsan yap  önce edep sahibi olmak lazım. Edep tacını başına takmayanlar gayri ahlaki tavırları  meziyetmiş gibi çok rahat sergileyebiliyor. Başkasını bilmem ama her zaman olduğu gibi ne güzel söylemiş Sevgili Yunus
Gezdim Halep ile Şam’ı eyledim ilmi talep,
Meğer ilim hiç imiş illa edep illa edep…
Saygılar  
Rukiye UZUN