77 yıllık ömür heybesine nice eserler, güzellikler, başarılar, her şeyden önemlisi imrenilesi dostluklar ve hayır dolu dualar dolduran D. Mehmet Doğan’ı birkaç kelimeyle anlatmak mümkün olsaydı şu kelimeler mutlaka listede yer alırdı:
D
“D” harfini, isminin başında iftiharla taşıdı. Doğan; hocası Nurettin Topçu’nun, isminin başına hediye ettiği bu kısaltmayı yazılarında ve kitaplarında hep kullandı. Onu künyesinin başında bir taç gibi taşıdı. Görünürde bir alametifarika olsa da bu harf; zamanla onun hayatının ve kişiliğinin en temel yönlerini toplayan bir remze dönüştü: diğerkâmlık, dervişlik, dürüstlük, düşünce, dava, dert, disiplin, duruş…
Ankara
Ömrüm Ankara diyerek memleketine olan sevgisini ete kemiğe büründüren Doğan, Ankara’da doğdu ve yaşadı. Ebedî yurduna da buradan göç etti. Namazı Hacı Bayram’da kılındı, Tacettin Dergâhı’nda sırlandı. O, Türkiye’de pek çok sanatçının, münevverin, entelektüelin tercih etmediği bir şehirde hayat sürerek üç şeyi başardı aslında: siyasetin ve bürokrasinin tam kalbinde bulunmasına rağmen politikadan uzak durmak, yazdıkları ve icraatlarıyla başkentte kalem ve fikir erbabının da bulunduğunu göstermek, Ankara’daki kültür hayatını ve mahfillerini diri tutmak.
Türkçe
Türkçe, Doğan’ın tüm uğraşlarının ve (yazı) hayatının tam merkezinde yer aldı daima. Yazılarıyla, konuşmalarıyla medeniyet dilimiz Türkçenin muhafızı oldu. Dilcilerin morfolojik dehlizlerde kaybolduğu, akademisyenlerin sustuğu bu hayati meselede büyük mücadele verdi. Zira o; Türkçe olmadan meramın ifade edilemeyeceğini, tarihin anlaşılamayacağını, edebiyatın olamayacağını, fikrin üretilemeyeceğini, hâsılı yeni zaferler kazanılamayacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden kendisini dile adamıştı. Israrla “Yaşayan Türkçe”yi değil bizi köklerimizle buluşturan “Medeniyet dili Türkçe”yi savundu. Dilde son asırda yaşanan kopuşu ve trajediyi anlatmaya çalıştı.
Doğan Büyük Türkçe Sözlük
D. Mehmet Doğan isminin zihinlerde ilk çağrıştırdığı genellikle bu eserdir. İlk baskısı 1981 yılına rastlayan bu sözlük, zaman zaman yapılan güncellemelerle 2020’de 26. baskıya ulaştı. 40 seneyi aşkın bir zamandır birçok kişiye ışık ve rehber oldu. Bir Lügat Bulamadım diyerek çıktığı kutlu ve aynı zamanda meşakkatli yolda hazırlayıcısına eşlik etti. Onun “Medeniyet Dili Türkçe” hassasiyetinin, sevgisinin, şuurunun, dahası ahlaklı isyanının görklü ve ebedî bir tezahürü oldu.
Mehmet Akif Ersoy
Doğan; hayatı boyunca Türkçe, doğru tarih, millî maarif, batılılaşma ihaneti gibi esaslı meselelerin yanında Mehmet Akif’in doğru tanınması, anlaşılması ve okunması için de mücadele etti. Bu düşünceyle yıllarca Safahat okumaları düzenledi; hemen her yıl Mehmet Akif, İstiklal Marşı ve Safahat konulu programlar tertip etti. Millî şairimizi çeşitli cepheleriyle ele alan kitaplar, yazılar kaleme aldı. Camideki Şair: Mehmed Âkif adlı çalışmasıyla Mehmet Akif Ersoy araştırmalarında yeni bir pencere açtı. Gayretleriyle “Akif” denince akla gelen ilk isimlerden biri oldu.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB)
TYB, D. Mehmet Doğan’ın edebî ve fikrî mülahazalarının müşahhas hâlidir. Sanat, edebiyat, düşünce, dil ve kültür vadilerinde yerli ve millî düşünen herkesin bir araya gelmesi amacıyla 1978’te kurulan TYB, onun belki de kucağına aldığı ilk evladı oldu. Birlik, kurulduğu günden bu yana istikrarlı çizgisiyle binlerce ulusal ve milletlerarası faaliyete imza attı. Sadece bir edebiyat mahfili olmadı, mazlum ve mağdur coğrafyaların sesi, vicdanı ve yurdu oldu. Her zaman iyinin, doğrunun, haklının, adaletin yanında oldu. TYB, başkentin resmiyetini samimiyet ve insaniyetle yumuşatarak Ankara’nın siyaset bürokrasiden ibaret bir yer olmadığını gösterdi.
Batılılaşma İhaneti
Bu kült eser, yazarın ilk verimidir. Doğan 1975'te böyle iddialı bir çalışmayla okuyucu karşısına çıkarak büyük bir ses getirdi. Bu ses İslami çevrelerle sınırlı kalmadı. Cemil Meriç, Fethi Naci, Ergun Göze gibi dönemin ünlü simaları kitaptan övgüyle bahsetti. Doğan ilk kitabıyla kendini kabul ettirdi. “Özümüz İslam’dır.” düşüncesi üzerine inşa edilen eser; o tarihten itibaren binlerce kişinin, talebenin başucu kitabı oldu. “D. Mehmet Doğan” imzasını ilk kez duyuran Batılılaşma İhaneti, Doğan Büyük Türkçe Sözlük ile birlikte yazarın mütemmimi ve mümeyyizi oldu.
Ağabey
Kültürümüzde babanın olmadığı bir evde yahut ortamda reis ağabeydir. Doğan; yolu TYB’ye düşen, orada görev alan, kendisiyle tanışıp hasbihâl eden herkesin “ağabey” gördüğü ve hitap ettiği biridir. Orada “ağabey” unvanı en çok Doğan’a yakışmıştır. Çünkü yazdıklarında, söylediklerinde ve davranışlarında hem büyük bir sorumluluk hem de ağırlık vardır. O da ağabeyliği bihakkın yerine getirdi. Kendisinden sonra gelen kuşaklar da ona en çok “ağabey” diye seslendi.
Yazmak
Doğan, sürekli yazma çabası içinde oldu. Yazmaya Hareket dergisinde şiirle başladı, ardından aynı dergide inceleme yazıları yayımladı. Takip eden senelerde tarih, dil, edebiyat içerikli çalışmalarla adından sıkça söz ettiren Doğan, senaryo metinleri de kaleme aldı. Çeşitli gazete ve dergiler TYB’nin internet sayfası onun sesini kitlelere duyurduğu mecralar oldu. Kalemin gücüne yürekten inanan yazar, geride hatırı sayılır bir külliyat bırakdı.
Maarif
D. Mehmet Doğan’ın büyük ihtimam gösterdiği alanlardan biri de maarif oldu. Bu mühim meseleyi bir dava olarak telakki eden yazar; onu her zaman dil, tarih, inanç ve kültür gibi temel bileşenleriyle birlikte ele aldı. Bu uğurda hiç çekinmedi, sesini yükseltmekten hiç korkmadı.
Yukarıda sayılan birkaç kelime, D. Mehmet Doğan’ın hayat hikâyesini, ortaya koyduğu ürünleri, ailesini, yakın çevresini, duygu ve düşünce dünyasını anla(t)mak için yeterli değildir. Kuşkusuz, bu bahiste zikredilmesi icap eden, çok sayıda eser, başarı ve büyük gayretlerle dolu bir ömrü özetleyen yüzlerce kelime, kavram, isim vardır. Şehir, mimari, Yunus Emre, Mevlana, din, kültür, tarih, Tacettin Dergâhı, Hareket, sözlük, fikir, hilm, istikamet, tevazu, samimiyet, Nurettin Topçu ve yakasız gömlek akla gelen ilk örneklerdir. Yukarıdaki kısa liste bile onun tesirlerini anlamak için kâfidir. Ancak dünyasını anlayabilmek için kapsamlı bir “D. Mehmet Doğan Sözlüğü”nün yazılmasına da büyük ihtiyaç vardır.