KOP İdaresi tarafından yürütülen Sanayide Kaynak Verimliliği Projesinin kapanış toplantısı gerçekleştirildi. KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, dünya genelinde hızla artan kaynak tüketimi iştahının baskılanmaması durumunda, yapılan araştırmalara göre 2050 yılında insanların tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mevcut dünya ölçeğinde yeni kaynaklara gereksinim duyulacağını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlanan Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın, KOP Bölgesi illerinden Konya ve Karaman’daki sanayi işletmelerinin daha rekabetçi ve sürdürülebilir kaynak kullanımlarının temin edilmesi amacıyla başlattığı “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesine Yönelik Araştırma Projesi” kapanış toplantısı ile sona erdi. İdarenin Büyük Selçuklu Toplantı salonunda gerçekleştirilen kapanış toplantısına, KOP İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Savaş Ülger, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Konya İl Müdürü Uğur Özalır, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, İnnopark Genel Müdürü Prof. Dr. Fatih Botsalı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü uzman personeli, akademisyenler, iş insanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine ulaşabilmesi için herkesin üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini ifade eden KOP Başkanı İhsan Bostancı, daha önce bağlı oldukları Kalkınma Bakanlığı bünyesinde hazırlanan ve 2014-2018 yıllarını kapsayan KOP Eylem Planı ile insan yaşamına dokunan önemli başarılara imza attıklarını belirterek, bu doğrultuda hazırlanan ve 2017 yılında başlatılan “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesine Yönelik Araştırma Projesi” ile bölge ekonomisine ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına önemli destek verdiklerini söyledi. “Kaynakların Verimli Kullanılması Artık Zorunluluk” Üretimin güçlendirilmesi için kullanılan teknoloji, ham madde ve beşeri sermaye verimliliğin ve etkin kullanımının arttırması gerektiğine dikkat çeken Başkan Bostancı, “Üretim politikalarımızda ihtisaslaşmaya gitmemiz gerekiyor. İhtisaslaşan ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınan bir KOP, önümüzdeki dönemde gerek ülkemiz içerisindeki diğer bölgelerle gerekse de dünyanın üretimi ve katma değeri yüksek ürünlerle geliri yüksek olan ülkeleriyle olan rekabetimizi arttıracaktır. Sürdürülebilir kalkınma için kaynakların verimli kullanılması artık bir zorunluluğa dönüşmüş durumdadır” dedi. Hızla artan nüfus ve bu nüfusa doğru orantılı gelişen tüketim iştahının dünya kaynaklarının yetersiz kalması gerçeğiyle karşı karşıya bıraktığına değinen KOP Başkanı Bostancı, “İnsanoğlunun kaynak tüketimine olan ihtiyacı baskılanamaz bir şekilde artmaktadır. Kaynak tüketimi iştahının neticesinde ise yapılan araştırmalar gösteriyor ki, 2050 yılına gelindiğinde insanların tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için mevcut dünya ölçeğinde yeni kaynaklara ihtiyaç duyuluyor. Sürdürülebilir kalkınmayı, mevcut ilerlemenin geçmiş kaynakları koruyarak önümüzdeki döneme aktarılması olarak tanımlayacak olursak, yapılan araştırmalar bu tüketim iştahındaki sıkıntıyı gözler önüne sermektedir” diye konuştu. “Rekabetçi Olabilmek İçin Makul ve Doğru Kaynak Kullanımı Şart” Sanayide Kaynak Verimliliğinin çevresel boyutu olduğu kadar ticari boyutunun da olduğunu ifade eden Başkan İhsan Bostancı, “Günümüz işletmeleri, ürettikleri ürünleri kar marjlarıyla birlikte pazara sunar ve bu şekilde rekabet piyasasında yerlerini alırlarken, artık gelinen noktada ürünlerin girdi maliyetleri asıl rekabetin ana unsurunu oluşturur bir hale geldi. Bu da elinizdeki kaynakları ve ortaya çıkan yan maddeleri çok daha verimli ve ekonomik kullanmaktan geçiyor. İşin özünde rekabetçi olmak istiyorsak elimizdeki kaynakları en makul ve doğru bir şekilde kullanmamız gerekiyor. Buradan hareketle KOP Bölgesinin topyekün kalkınmasını temel prensip edinen İdaremiz; özellikle endüstride kullanılan ham madde ve enerji girdileri ile diğer kaynakların nasıl daha verimli kullanılabileceğini ve bu konuda yapılabilecek destekleri ortaya çıkartmak hedeflemektedir. Proje kapsamında, kaynak verimliliği, endüstriyel simbiyoz ve temiz üretim uygulama potansiyeli bulunan işletmelerde ayrıntılı saha çalışmaları ve etütler yaparak, işletmelerde kaynak kullanımında verimlilik artırıcı uygulama çalışmaları ile çıkan atıkların diğer işletmeler tarafından kullanılabilecek kısımlarının teknik, ekonomik ve çevresel fayda-maliyet analizlerini gerçekleştirdik. Bunun sonucunda işletmelerin geri kazandıkları veya kazanabilecekleri ekonomik ve çevresel değerler ortaya kondu. Tarım sektöründe yaptığımız çalışmalarda tespit ettiğimiz su kaynaklarının daha verimli kullanımı zorunluluğu imalat sanayisini kapsayan bu çalışmamızda da karşımıza çıktı. Maalesef bölge olarak toprak ve tarımsal üretim potansiyelinin büyüklüğüne karşı yetersiz su kaynaklarına sahibiz. Bu durum, var olan su kaynaklarının daha etkin biçimde kullanılmasını gerektirmektedir. İşletmelerde su tasarrufu ve suyun optimum kullanımı için su yönetim sisteminin oluşturulması bölgemizin geleceği için elzemdir. İşletmelerde su yönetiminin amacı su tasarrufunun sağlanması, suyun akıllıca ve planlı şekilde kullanılması, kayıp ve israfın ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. Önümüzdeki dönemde işletmelere kurulacak olan ileri teknoloji arıtma tesisleri ile endüstriyel atık suyun arıtılarak tesis içinde geri çevrimi (aynı endüstriyel işletme içinde tekrar kullanımı) mümkündür. İşletmelerimizin karlılıklarında bir baskı unsuru oluşturan yüksek enerji maliyetleridir. Artan enerji maliyetlerini düşürmek aynı zamanda mevcut enerjiyi en verimli şekilde kullanmak amacıyla enerji yönetimi ve enerji etüt çalışması gerekmektedir. Endüstriyel işletmelerde enerji tasarruf potansiyellerini tespit etmek, tespit edilen potansiyellerin hayata geçirilmesi için fizibilite çalışması yapmak ve personellerin de iyileştirme fırsatları konusunda farkındalığını artırmak, enerji etütleri ile mümkün olacaktır. Sözlerime son verirken, projemizin yürütülmesinde desteklerini esirgemeyen Konya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne, Konya Sanayi Odası’na, Konya Ticaret Odasına, Konya Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’ne, üniversitelerimizin değerli akademisyenlerine, meslek odaları temsilcilerine ve sanayi kuruluşlarının değerli temsilcilerine teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. Endüstriyel Simbiyozun İlk Adımı Atıldı Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesine Yönelik Araştırma Projesi kapsamında Konya ve Karaman’da faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük 1000 sanayi kuruluşu listesine giren firmaların da aralarında olduğu, enerji tüketimi yüksek olan 183 işletme ziyaret edilerek kapsamlı etüt ve analiz çalışmaları yapıldı. Konya’da, Gıda Ürünleri İmalatı ve Ana Metal Sanayi öne çıkan sektörler olarak göze çarparken, Karaman’da ise ağırlığın Gıda Ürünleri İmalatı sektöründe toplandığı tespit edildi. Bölgede faaliyet gösteren 450 işletme, yıllık 150 bin tonun üzerinde Pik, Çelik, Sfero ve Alüminyum döküm üretimi ile Türkiye’nin yüzde 18’ini karşılıyor. Ancak üretim sırasında oluşan ve sadece 2017 yılında 91 bin 500 tonu bulan döküm kumu atığının depolama ve bertarafı sonucu oluşacak maliyet kayıpları yerine geri kazanımı ile hem üretim maliyetlerinde hem de atık miktarının azaltılmasında önemli bir tasarruf sağlayacağı tespit edildi. Gıda Ürünleri Sektöründe oluşan küllerin çimento fabrikalarında yakıt olarak kullanılabileceği, toprağın ise yine çimento fabrikalarında alternatif ham madde olarak kullanılabileceği sonucuna ulaşılarak endüstriyel simbiyoz çalışmasına adım atılmış oldu.