Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde silahlı saldırıya uğrayan Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç'ın yakınlarını Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ziyaret eden Karaman Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi ELVAN, genç Savcı kardeşimizin tedavisinin yoğun bakımda dün ziyaret ederek, teskin etmeye çalışmıştı. <div></div> <div>Gece geç saatlerde, kutsal topraklara gerçekleştirdiği umre ziyaretinden dönen Elvan, anne tarafından da akraba olduğu bilgisine ulaştığımız savcı Hakan Kılıç’ın yakınlarını, yoğun bakımda tedavisinin sürdürüldüğü Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ziyaret ederek sağlık durumuyla ilgili olarak doktorlardan ve yetkililerden bilgi aldı. Kılıç'ın babası Behçet Kılıç ve annesi Meryem Kılıç'a da geçmiş olsun dileklerini ileten Elvan, yakını da olan aile bireylerini sabır temennileriyle teskin etmeye çalıştı.<br /> </div> <div>Özelikle Baba Behçet Kılıç’ın metanetli ve olgun hali ile söylediği Allah'ın verdiği canı, Allah'tan başka kimsenin alamayacağı ve Cenab-ı Allah’tan umut kesilmeyeceği sözleri diğer yakınlarına ve ziyaretçilere de moral verdi.</div> <div><br /> Yoğun bakımda tedavisi süren Hemşerimiz Hakan Kılıç’ın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu ve tıbben yapılması gereken her hususun eksiksiz yapıldığı bilgisini veren Elvan, Genç savcı kardeşimizin sağlığına bir an önce kavuşması için tüm vatandaşlarımızın da duaları ile yanında olmasını özellikle istediğini eklemişti.<br /> <br /> Neyazık ki, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde 5 Şubat'ta silahlı saldırıya uğrayan aslen Konya'nın Ereğli ilçesinden olan Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç, tedavi gördüğü Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesindeyoğun bakım ünitesinde, saat 07.10 sıralarında yaşamını yitirdi. Ereğli'de cenaze hazırlıklarının da başladığını da öğrendik.<br /> <br /> www.karamangundem.com ailesi olarak hemşehrimizin yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin..<br /> <br /> <br /> <em><strong>OLAYLA İLGİLİ GELİŞMELER İSE ŞÖYLE</strong></em><br /> <div>3 KİŞİ SERBEST BIRAKILDI</div> <div></div> <div>Bu arada olayla ilgili gözaltına alınan 3 kişi, serbest bırakıldı.</div> <div></div> <div>Savcı Kılıç'a düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili Taşlıçay ilçesinde gözaltına alınan 3 kişinin Doğubayazıt Emniyet Müdürlüğündeki sorguları tamamlandı.</div> <div></div> <div>Saldırıyla ilgileri olmadığı öne sürülen zanlılar, daha sonra serbest bırakıldı.</div> <div></div> <div>Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.</div> <div></div> <div>HASTANEYE TAKSİCİ İLE BERBER GÖTÜRDÜ</div> <div></div> <div>Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç'ı vuran kişi henüz yakalanamadı. Olayın yaşandığı şarküterinin sorumlusu ve yaralı savcıyı hastaneye taksiciyle birlikte götüren berber gördüklerini en ince ayrıntısına kadar anlattı.Konya doğumlu olan ve Trabzon'un Tonya ilçesi Cumhuriyet Savcısı iken geçen yıl Doğubayazıt'a atanan Hakan Kılıç (32), geçtiğimiz Pazar günü saat 14.00 sıralarında Adliye lojmanlarından yanında hanımı olduğu halde otomobille çıktı. Doğubeyazıt merkezindeki İsmail Beşikci Caddesine giden Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç, kümes hayvanlarına ait ürünlerin satıldığı markete girdi. Eşi otomobilde otururken, işyerine giren 5 yaşında Kaan isimli çocuk babası Hakan Kılıç, çıkışta silahlı saldırıya uğradı. Arkadan üç el silahla ateş eden bir kişi, Cumhuriyet Savcısı Kılıç'ın yere düşmesi üzerine koşarak olay yerinden uzaklaştı. Çevreden yetişenler tarafından Cumhuriyet Savcısı kendi otomobiliyle Devlet Hastanesine kaldırıldı. Boyun, kafatası ve sırtından üç kurşunla yaralanan Cumhuriyet Savcısı Hasan Kılıç, ilk müdahalenin ardından askeri helikopterle Ağrı'ya, oradan da Sağlık Bakanlığına ait ambulans uçakla Ankara'ya götürdü. Savcı Kılıç'ı gündüz vakti, insanların şaşkın bakışları arasında vuran kişi ya da kişilerin yakalanması için dün başlatılan operasyonlar sürdürülüyor.</div> <div></div> <div>"ŞOKSUZ İNCİK İSTEDİ, BİR ŞEY ALMADAN ÇIKTI"</div> <div></div> <div>Market sorumlusu Hakan Tunç, Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç'ın sürekli müşterilerinden biri olduğunu anımsattı. Hakan Tunç, olaydan büyük üzüntü duyduklarını ifade ederek, "O gün cadde sakindi. Hanımı yoktu, yalnız geldi. Şoksuz tavuk incik istedi. Biz de olmadığını söyledik. Bir şey almadan dışarı çıktı. Giriş ve çıkışı 50 saniye bile sürmedi. Silah sesi üzerine dışarı çıktığımızda müşteriyi yerde gördük. Hanımını sonradan fark ettik, çığlık atıyor, yardım istiyordu. Kim vurduğunu göremedik. Savcı olduğunu sonradan öğrendik" diye konuştu. </div> <div></div> <div>HASTANEYE GÖTÜREN BERBER O ANI ANLATTI</div> <div></div> <div>Tavukçunun bitişiğinde ki Sefa Berberi Tunay İdis (25) üç silah sesi üzerine kapıya çıktığını ve bir kişinin yerde yattığını söyledi. O sırada bir kişinin de yukarıya doğru kaçtığını ifade eden Tunay İdis, kaçan kişinin bir süre yol aldıktan sonra dönüp arkasına bakarak uzaklaştığını ve bu kişinin bir şey söylediğini duymadığını bildirdi. Yerde yatan yaralıyı çevredekilerle birlikte kendi otomobilinin arka koltuğuna yerleştirdiklerini anlatan Berber İdis, savcının başını elleriyle tuttuğunu ve kucağına yasladığını belirtti. Hanımının da otomobilin ön koltuğuna bindiğini ve oradaki bir taksicinin kullandığı otomobille Devlet Hastanesine ulaştıklarına işaret eden Berber Tunay İdis, şunları söyledi:</div> <div></div> <div>"HAKAN ABİ HAKAN ABİ DİYE SESLENDİM, SES VERMEDİ"</div> <div></div> <div>"Kaçan kişi, zayıf, 1.70 metre boyundaydı. Yüzünü siyah bir şeyle saklamıştı. Fazla bir şey hatırlamıyorum. Hanımı sürekli 'yardım edin yardım edin' diye bağırıyordu. Yola çıktık hanımı, eşinin durumunun nasıl olduğunu bana soruyordu. Ben de durumu iyi diyordum. Hanımından yaralının kim olduğunu ve adının ne olduğunu sordum. Sonra seslendim Hakan Abi, Hakan Abi. Ses yoktu ama şuuru açıktı. Nabzına baktım, atıyordu, nefes alıyordu. Hemen gömleğinin düğmesini, kemerini falan açtım rahat nefes alsın diye. Sağlık durumu iyi değildi. Sonra hastaneye kaldırdık. Yengeye sordum Hakan Abi ne işle meşgul diye. Yenge 'Savcıdır' dedi. Ben hatırladım savcı beyi, 1- 2 defa tıraş ettiğimi. Sohbetimiz de vardı. Yolda da gözlerini açtık kaşını kaldırdım, şuuru da yerindeydi. Gözlerini açıp bize baktı. Hanımı da 'Hakan kalk oğlumuz ne Kaan ne olacak?' diye sıkça konuşuyordu. İnsanlık adına yardım ettik. Hastanede hemşire hanıma sorduk durumu nasıl diye, Hemşire başını olumsuz anlamında salladı. Yenge de 'durumu iyi değil demek ki' dedi. Bende onu teselli etmek için başka bir hastadan söz ediyor, dedim. Daha sonra Emniyet'e giderek ifade verdik."</div> </div> <div></div> <div></div>