Bir güzel anlayış ile başlayalım bu yazıma, samimiyet diyelim. Her anımızda her ne olursa olsun yeter ki samimi olalım. Samimiyet sevgiyi, dayanışmayı, güveni büyütür. Hayallerimize yürüdüğümüz yolda yan yana olmanın gücü olur. Umutla baktığımız yarınlara samimiyetimiz güç verecektir.
Samimiyet hem kişisel hem de toplumsal yaşamda büyük bir öneme sahiptir. Samimi olmak, insanların hem kendileri ile hem de başkalarıyla daha sağlıklı ve anlamlı ilişkiler kurmasını sağlar. Samimi olmak güven oluşturur ve insanların çevrelerinde yardım ve dayanışmayı daha da yaygın hale getirecektir.
Mesele yine olduğumuz gibi olmaktan geçmektedir.
Bir güzel şiir ile devam edecek olursak; Mevlana’nın dediği gibi;
“Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol...
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol...
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol...
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol...
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. “ Bu söz, insanlara içsel dürüstlük ve tutarlılık öğütlemiştir. İçinde bulunulan duruma, insanlara ya da çevreye göre değişken bir tutum sergilemek yerine, her zaman ve her yerde gerçek kimliğinizle var olmanızı tavsiye ederek hem kendinize hem de başkalarına karşı dürüst ve samimi olmanın, hayatı daha anlamlı ve güvenilir kılacağına işaret etmiştir.
Her ne olursa olsun; “samimi bir yürek, en karmaşık meseleleri bile çözebilir.”
Bu duygular ile hissemize düşeni almadan geçmeyelim;
“Bir zamanlar, iki kardeş küçük bir köyde yaşardı. Bu kardeşler, her konuda birbirlerine destek olur, ne olursa olsun samimi ve dürüst davranırlardı. Büyük kardeş Ali, çiftçilik yapar, küçük kardeş Hasan ise koyunları güderdi.
Bir gün, Ali tarlada çalışırken büyük bir taşın altına sıkıştı. Çıkmak için ne kadar uğraşsa da başaramadı ve sesini duyuracak kimse yoktu. Hasan, her zamanki gibi koyunlarını güderken içinden bir ses Ali'yi kontrol etmesini söyledi. Hasan hemen Ali'nin tarlasına koştu ve onu zor durumda buldu.
Hasan, kardeşini kurtarmak için elinden geleni yaptı ama taş çok ağırdı. O an, Ali'nin gözlerinin içine bakarak, "Kardeşim, birlikte başarabiliriz" dedi. İkisi de tüm güçlerini kullanarak taşı kaldırmayı başardı ve Ali kurtuldu.
Ali, Hasan’a sarılarak, "Samimiyetin ve içtenliğin sayesinde burada olmaktan kurtuldum. Gerçekten zor anlarımda yanımdaydın. Samimiyet, insanın en büyük gücüdür" dedi.
Bu kıssa, samimiyetin ve içtenliğin ne kadar önemli olduğunu ve zor zamanlarda bile insanların birbirine olan güvenini nasıl güçlendirdiğini gösterir. Samimiyet, en büyük engelleri aşmada bile insanlara güç verir.
Unutmayalım, sabırla, cesur adımlarla yürüdüğümüz yolda umutlu yarınları sevgi ve samimiyet ile inşa edeceğiz.
Kalbinizde sevgiyi ve iyiliği korumanız dileğimle, sevgi ile kalın.