TEŞEKKÜRLER… SAYIN KAMİL UĞURLU!

 CHP Karaman İl Başkanı Ahmet Ertuğrul yaptığı basın açıklmasında;''Aldanmayalım, aldatmayalım, gerçek yüzümüzle halkın karşısına çıkalım. Maske takmayalım, doğruları konuşalım, Karaman Halkını doğru bilgilendirelim. Karaman Halkına karşı hepimizin sorumlulukları vardır. Bizler dün Karaman’daydık, bu gün de buradayız, yarında burada olacağız.

 31 Mayıs 2012 tarihinde Karaman Belediye Başkanı ve AKP İl Başkanı düzenledikleri basın toplantısında, 30 Mayıs 2012 tarihinde Belediye Meclis Üyelerimiz ile birlikte düzenlediğimiz toplantımıza ilişkin bir takım açıklamalarda bulunmuşlar; partimize ve meclis üyelerimize yönelik hiddet ve hakarete varan sözler söylemişlerdir. Ama ortada bir gerçek var: Denetleme raporunu hazırlayan 5 kişiden 3’ü kendi partilerine mensup meclis üyesidir. Yanlış yapmışlarsa, haksız yere suçlamışlarsa hâlâ niye AKP’de siyaset yapmaktadırlar? Sayın Başkan, “kendisine haksızlık yapıldığı iddiası” ile imzası olan partili meclis üyelerini yetkili kurullarına bu güne kadar niye şikâyet etmedi, etmiyor? Ya da niye yetkili kurullar, kendi partisinin belediye başkanına haksızlık yapıldığı iddiası karşısında, gereğini yapmıyor? Bu onların kendi iç işi bizi ilgilendirmiyor. Ama hatırlatmadan da olmuyor.

 Öncelikle Sayın Belediye Başkanına lütfedip cevap verdiği için teşekkür ederiz. Zira Sayın Başkan, bu güne kadar kamuoyumuzla paylaştığımız hiçbir konuyla ilgili olarak katılım ve denetimde demokrasiyi içselleştirmiş bir yerel yönetici gibi davranmamış, kamuoyunun aydınlatılması için kendisine yönelttiğimiz soruları yanıtsız bırakmıştır. Sayın Başkan’ın geldiği aşamayı memnuniyetle karşılıyoruz.

 Özellikle son dönemlerde gündeme getirdiğimiz halkımızdan yüksek miktarda alınan evsel katı atık ve atık su bedelleri ile hemşerilerimizin cebini yakan uygulamalara ilişkin kendisine yönelttiğimiz soruların tamamını cevapsız bırakmıştır. Bu nedenle Sayın Başkan’ın basın açıklamasında belirttiği “Karaman kamuoyunu bilgilendirmek” konusundaki hassasiyetini, gerek bizim gerekse de Karamanlı hemşerilerimizin gündeme getireceği konulara ilişkin olarak bundan sonra da devam ettirmesini diliyoruz.

 

Sayın Başkan’ın basın açıklamamızla ilgili olarak söylediklerine gelecek olur isek:

 

Sayın Başkan, maalesef suç duyurusunun hukuki mahiyetini ve anlamını kavrayamamıştır. Meclis Üyelerimiz aslında Belediye Başkanının yapması gereken, ancak yapmaktan kaçındığı bir görevi yerine getirmişlerdir. 5393 sayılı Belediye Kanunun 25. maddesinin son fıkrası, Belediye Meclisine sunulan Denetim Komisyonu raporunda yer alan ve “Konusu suç teşkil eden hususlarla ilgili olarak meclis başkanlığı tarafından yetkili mercilere suç duyurusunda bulunulur” demektedir. Kanuna göre; Meclis Başkanı olarak Belediye Başkanının, komisyon raporunda belirtilen hususların suç teşkil edip etmediğine karar verme yetkisi yoktur. O, konusu suç teşkil eden olayları yetkili mercilere intikal ettirecektir. Sonrası yetkili mercilerin işidir. Suç olup olmadığına yetkili merciler karar verecektir. Ortada bir suç var ise ispat edilmesi ve sorumluların belirlenmesi yetkili merciin, yani savcılığın işidir. Bu ne bizim ne de meclis üyelerimizin işidir. Sayın Başkan kanunun amir hükümle kendisine yüklediği görevi yerine getirmemiştir. Meclis üyesi arkadaşlarımız, Başkanın açıkça kanuna aykırı bu hareketinin ortağı olmamışlar, Karamanlı seçmenlerimizin, oyları ile kendilerine tevdi ettiği belediye meclis üyeliği görevinin gereğini yapmışlardır. Sayın Başkan’ın kızmasına, suçluluk telaşına kapılmasına gerek yoktur. Yetkili merciler görevini yapsın gerçek neyse ortaya çıksın. Varsa bir suç, suçlular cezasını çeksin; yok ise kişiler ve hizmetler üzerindeki şaibe kalksın.

 

Yine Sayın Başkan açıklamasında “geçen yıl kopartılan gereksiz yaygaranın neticesinde, kamuoyunu boş yere meşgul etmekten başka elde edilen kazanç nedir?” demiş, “Karaman Belediyesinin rutin olarak denetlendiğini ve bu denetimler neticesinde hukuka, kanuna aykırı bir durum olsaydı gereğinin ilgili makamlarca yerine getirileceğini” belirtmiştir. Gerçekten denetimler objektif ve yasal prosedüre uygun yapılıyor ise ne mutludur ki Sayın Başkan aklanmıştır. Bu nedenle kızmasına ve telaşa kapılmasına gerek yoktur. Ancak unutulmasın ki “aslolan kâğıt üstünde aklanmak değil, vicdanlarda aklanabilmek”tir.

 

Yine Sayın Başkan açıklamasında “raporu ve yazanları mahkemeye vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” demiştir. Sayın Başkan, raporu mahkemeye vermek konusunda, geç kalmıştır. Meclis üyelerimiz raporu Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal ettirmiş; Sayın Başkan, Belediye Kanununun kendisine yüklediği görevi yerine getirmemiştir. Raporu yazanları mahkemeye vereceğim demesi ise maalesef üzücü, üzücü olduğu kadar da ibretliktir. Zira bu zihniyet “deniz feneri yolsuzluğunu soruşturan savcıların işten el çektirilmesine, haklarında dava açılmasına ve deniz feneri sanıklarından daha fazla ceza ile cezalandırılmalarının istenmesine neden olan zihniyetle” aynıdır. Bu anlayış, maalesef korku imparatorluğunun Karaman Belediyesine yansıyan silüetidir.

 

Yine Sayın Başkan açıklamasında üst perdeden konuşmuş; “Bu yaklaşımla Kamil Uğurlu değil, Ak Parti değil, Karaman ve halkımız kaybeder.” demiştir. Doğrudur, son 3 yıllık dönem tüm açıklığı ile göstermiştir ki “Kamil Uğurlu ve Ak Parti kazanmış, Karaman ve halkımız kaybetmiştir”.

 

Yine Sayın Başkan açıklamasında CHP ve CHP zihniyetine seslendiğini belirterek “Karaman’a olan hizmet aşkımızı söndüremezsiniz. (…) biz teşkilatımızın bütün organları ile birlik halinde Karaman’a hizmet vermeye devam edeceğiz.” demiştir. Sayın Başkan’ın Karaman’a olan hizmet aşkının, seçildikten 3 yıl sonra depreşmesi karşısında Karamanlılar olarak büyük mutluluk duyduk. Başkanın 3 yıldır, AKP’nin ise 8 yıldır yerel yönetimde Karaman’a ne kazandırıp kazandırmadığı ortadadır. Halkımız her şeyi görmektedir.

 

Yolları asfaltlamayı beceremeyen, halkımızı çamurdan tozdan kurtaramayan; otogarda peronların üstüne kapladığı sağından solundan yağış alan metal yığını ucubelerle Karaman’ın dört bir yanını donatan; Karaman’a kayda değer bir yeşil alan kazandırmayan; otopark parası, katı atık bedeli, atık su bedeli gibi uygulamalarla halkımızın kazancına ortak olan; parklardaki, kaldırımlardaki ve refüjlerdeki ağaçları ve yeşil dokuyu katleden; yaptığı işler, yapılmış olanı bozup yeniden yapmaktan öteye geçmeyen; Karamanımızı kentleştiremeyen, dönüştüremeyen, zenginleştiremeyen; kentsel hizmetlerin oluşturduğu rantı Karaman Halkı ile değil, yandaşları ve varsıl kesimlerle paylaşan bir zihniyetin Karamanımıza hizmet edeceğinden ve hizmet aşkından bahsetmesi bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Dileriz 8 yıldır göremediğimiz hizmeti ve hizmet aşkını bundan sonra görürüz.

 

İsterseniz Karaman’ın tüm sorunlarını basın mensuplarının önünde, sizin belirleyeceğiniz bir yerde, konuşalım, tartışalım, Karaman Halkını doğru bilgilendirelim,''dedi.