Gerçekleşen ziyarette gazetemiz yetkilisiyle bir süre sohbet eden Aktürk, dernek hakkında yetkilimize bilgiler verdi.

Aktürk, yaptığı açıklamasında:

“Bütün dünyayı ve ülkemizi etkileyen Kovid-19 pandemisi nedeni ile sağlık çalışanları daha fazla göz önüne çıkmaya başladı. Virüsün çok agresif bir şekilde yayılmasından kaynaklı olarak emniyet ve eğitim kadar sağlık sektörünün de ne kadar önemli olduğu açığa çıkmış oldu. Bu süreçte sağlık çalışanları pandeminden çok önce var olan çalışma koşullarının iyileştirmesini talep etmeye devam ettiler fakat bu dönemde sendikalar sessiz kalmaya devam edince memleketin farklı yerlerinde ve farklı branşlarda görev yapan, birbirini tanımayan bir gurup sağlık çalışanı sosyal medya üzerinden örgütlenmeye başladılar. Ortak sıkıntılara sahip birbirine inanmış bu insanlar sendikalar üstü birleştirici güç olacak bir dernek kurma fikrine sıkı sıkıya sarıldılar. Sağlık Çalışanları Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) sağlık çalışanlarının hak ve ihtiyaçlarından böylece doğmuş oldu. Çalışma ortamının sıkıntılarından habersiz, hantallaşan, üyelerinin sıkıntılarını çözmek yerine makam mevki ve şatafat derdinde olan bazı isim yapmış sendikaların karşısında gücünü çalışanlarından alan istek ve ihtiyaçların belirlenmesinde üyelerinden hatta üye olmayan bireylerin bile ortak fikir ve söyleminden yola çıkarak belirleyen SAHADER sosyal medyada gündem olmaya ve böylece sağlık çalışanlarının sesi olmaya başladı.

SAHA Derneği Hemşire, Ebe, Doktor, Tekniker/Teknisyen, işçi gibi birçok çalışma unvanına sahip insanların farklı sendikalara üye olmasından dolayı bin parçaya ayrılması sebebiyle bu parçalanmışlığı ortadan kaldırmak için sendikalar üstü ve birleştirici bir güç olma misyonu taşımaktadır. Şu ana kadar yapılan çalışmalar arasında Sendika üyelik aidatlarının devlet tarafından değil üye olanlar tarafından karşılanması, memur sendikalarından üyelik ve istifa işlemlerinin işçi sendikalarında olduğu gibi başka hiçbir evrak veya prosedüre gerek kalmadan  e-devletten yapılabilmesi, mobbing, şiddete uğrayan emekçiler için kamuoyu oluşturma çalışmalarının yapılması, sağlık çalışanlarının en önemli maddi talebi olan yoksulluk sınırı üzerinde tek kalem maaş talebi, yıllardır sözü verilen ancak gerçekleştirilmeyen 3600 ek göstergenin verilmesi talebi gibi sosyal medya ve görsel basın kullanılarak çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca meclise kovid-19’un meslek hastalığı sayılması ve hayatını kaybeden arkadaşlarımızın sağlık şehidi sayılması için bazı siyasi partilerce TBMM'de kanun teklifi verilmesi sağlanmıştır.

Pandemiden önce de var olan sağlık çalışanlarının problemlerini anlatmak gerekirse; hiçbir sağlık çalışanı ay sonunda ne kadar maaş alacağını bilemez, bunun nedeni birkaç büyük sendika ve bakanlığın dışında sahada görev yapan hiçbir sağlık çalışanının istemediği ek ödeme sorunsalıdır. Maalesef pandemi başlangıcında bakanlığın tavan ek ödeme diyerek çift maaş algısı yarattığı maaşlara ise ya yansımayan ya da çok az bir miktar katkısı olan bu ödeme artık ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir.  Ancak sağlık çalışanları ne zaman çalışma koşullarının iyileştirilmesini talep etse bakanlık sus payı gibi gördüğü ancak sağlık çalışanlarının alamadığı bu ödemeyi öne sürmektedir. Bu konudaki kararlılığımız yoksulluk sınırı üstünde tek kalem maaş olarak ödeninceye kadar devam edecektir.

‌Dernek olarak toplu sözleşme öncesi alışılagelmiş taleplerin dışında sağlık çalışanlarından ücret kesilerek yıllık izin kullanmasının sonlandırılması, bütün resmi tatillerde çalışan emekçiler için fark ücreti verilmesi, 20.00-08.00 arası gece çalışması sayılarak fark ücretinin verilmesi, bayramlarda ikramiye verilmesi, yöneticilerin sınav ve seçim ile göreve gelmesi gibi taleplerin toplu sözleşmede hayata geçirilmesini bekliyoruz” dedi.

Ziyaretten çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.