Taşkıran tarafından yapılan açıklamada; “Malumunuz ki son zamlarla artık bıçak kemiğe dayandı. 16 yıldır iktidarda bulunan kadrolar elbette ülkesine hizmetler etmiştir, faydalı, işler yapmışlardır. ANCAK; özellikle son dönemde geniş halk kitlelerinin, dar gelirli kesimin yaşadığı ekonomi sıkıntılar göz önüne aldığımızda “YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE”nin kurulması ekseninde, özellikle ekonomi boyutunda tam manasıyla yeterli olmamıştır. Bizim öncelikli hedefimiz; Yaşanabilir Bir Türkiye’nin tesis edilmesi. “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya” hedeflerine ulaşabilmemiz için öncelikle “Yaşanabilir Bir Türkiye’yi” kurmamız gerekmektedir. Öncelikle Yaşanabilir bir Türkiye’nin EKONOMİ boyutuna baktığımızda ne görüyoruz; Yaşanabilir Bir Türkiye sadece inanç özgürlüğünün temin edilmesiyle, sadece dindar insanların devlet kademelerinde yer almasıyla kurulmuş olmaz. Dar gelirli kitlelerin, halkın ferah refah düzeyini yeterli şekilde artıramazsanız, ekonomi yurtdışından gelen sıcak paraya bağlıysanız, dış ticaret açığınız her geçen gün hızla artmaktaysa, para birimimiz her geçen gün değer kaybetmekteyken 10 sene sonra 80 milyon insanımız geceli gündüzlü çalışacak ürettiğimizden bir kuruşuna dokunmadan borcumuzun yıllık faizinin yarısını bile karşılayamayacakken “Yaşanabilir Bir Türkiye” den söz edilemez. En önemli etkenlerden biri de her geçen gün etkisini artıran ekonomik krizdir. Vatandaşın ekonomik durgunluğa artık dayanacak mecali kalmadı. Genç işsizlik oranı %30’a ulaştı. Enflasyon %30’u aştı. Vatandaşın bankalara borcu bu iktidar döneminde 6 milyar liradan 525 milyar liraya çıktı. 85 misli artış demektir bu. Dünyanın başka bir yerinde görülmemiş, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte bir borçlanmadır. Bankalardaki batık kredilerin hacmi 500 Milyar lirayı geçti. Bu son derece kritik bir durumdur. Yine her zaman ifade ettiğimiz; emekli amcamız eline geçen parayla torununun düğününe bir çeyrek altın alsa ay sonunu getiremeyeceği noktaya geldi. Yine bu iktidar döneminde; sosyal yardımlar alan yardıma muhtaç vatandaşların oranı %8 den %24’e fırladı. Sosyal yardıma muhtaç vatandaşların oranı 3 misli arttı. Bugün Türkiye'nin ekonomik olarak en güçlü olan şehri İstanbul'da dahi sosyal yardıma muhtaç vatandaşların oranı milyonlarla ifade edilmeye başlandı. Enerji fiyatlarındaki astronomik artışlar, döviz kurlarındaki artışlar, piyasada alım gücünün kalmaması üretimi, sanayii tamamen durdurdu. İşçi çıkarmalar son derece hızlı bir şekilde arttı. İnşaat sektörü, üretim ve sanayi benzer şekilde kan ağlıyor. Elde kalan fazladan 2 milyon konut satılamıyor. Devlete iş yapan müteahhitler devlette de para kalmadığı için alacaklarını alamıyorlar. Hepsi tamamen perişanlık içerisindeler. Bunun yanında bugünlerde memur maaş zammı müzakereleri gündemde. Memur Sen maalesef %8 artı %7 veyahut ta %6 artı %6 gibi son derece cüzi bir zamma dahi razı iken, hükümet üzülerek ifade etmek gerekir ki; sineğin yağını hesap ediyor. %2 artı 3 mü versem %3 artı 2 mi versem hesabını yapıyor. Gerçek enflasyonun %30’un üzerinde olduğu bir ülkede memura %5 zam vermek demek adeta memurlar ile dalga geçmek demektir. %30 - 35 enflasyonda sizin verdiğiniz %5 zammın zaten daha eline geçmeden yok olup gitmesi demektir. Memurlarımız, işçilerimiz gibi çiftçimiz, köylümüz gibi Türkiye'nin her kesiminden vatandaşlarımız 54. hükümeti mumla arıyorlar. Erbakan hocamızın efsane hizmetlerini mumla arıyorlar. 54 hükümette Erbakan hocamızın yapmış olduğu %50 artı %50 zammı mumla arıyorlar. Karaman ekonomisine bakacak olursak; 2019 Haziran ayı itibarıyla Karaman ilinden 13,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. İhracat değeri bir önceki yılın aynı ayına göre %20,7 düşüş gösterdi. 2019 Haziran ayı itibarıyla Karaman ilinde 6,2 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirildi. İthalat değeri bir önceki yılın aynı ayına göre %19,8 düşüş gösterdi. Acılan işyerleri 1 yılını doldurmadan kapanıyor. Esnaf almış olduğu kredisini ödeyemeyecek hale geldi. Fabrikalar her geçen gün işçi sayısında azaltmaya gidiyor. Bizlere Yeniden Refah Partisine bu noktada çok büyük görev düşüyor. İktidarımızda her sene borçlanmadan vergi koymadan ilave zamlar yapmadan 100 milyar dolar milli kaynak paketleri ile milletimizin yüzünü güldüreceğiz İnşallah. Yaşanabilir bir Türkiye için rüşvet, yolsuzluk ve talandan ateşten kaçar gibi kaçacağız. Bu büyük oyuna karşı milletimize uyarı vazifemizi en güçlü şekilde yapmamız lazım. Milletimizin yağmurdan kaçarken doluya tutulmasını mutlaka engellemeniz lazım. Milletimize kurtuluşun ancak ve ancak Millî Görüş’le ve Yeniden Refah Partisi ile olacağını anlatacağız inşallah. Milletimiz bizi dört gözle bekliyor. İnşallah Refah içinde yaşayacağımız günler siz kıymetli halkımızın desteğiyle çok yakında gerçekleşecektir. Biz bu yürüyüşün ayak seslerini duyuyoruz. Tüm halkımızı ayıt etmeksizin yanımızda bu yürüyüşe davet ediyoruz. Gelin Hakkın emrinde dünyayı yeniden kuralım” dedi.