Derebeylik devam ediyor.
Eskiden toprağa dayanan derebeyler bu günlerde borsaya, dolara, euroya, hisse senedine, silahına ve bilek gücüne dayanıyor.
Eskiden halk, soylular, rahipler, burjuvalar ve köylüler diye ayrılırken günümüzde zenginler, politikacılar, mafya ve işçiler olarak devam ediyor.
Teröristleri de mafya olarak alabiliriz çünkü adamlar para karşılığı çek senetten politikayı düzenlemeye kadar iş takibi yapıyorlar.
Ata binerek zulmeden derebeyi günümüzde lüks arabaya binerek bey oldu.
Ulakla haber gönderdiği yerlere cep telefonuyla emirler yağdırıyor.
Deve ve at kervanlarıyla nakliyecilik yaparken trenle, gemiyle, uçakla nakletmeye başladı.
Köylüler kara saban, sarı öküzle derebeylerine hizmet ederlerken günümüzde traktörlerle beylere hizmete devam ediyorlar.
Halkı derebeylerine bağımlı hale getiren papa ve papazların etkisi sıfırlandı ama çağdaş beylere laik seküler aydınlar, kapıkulu gibi nasıl kul köle olunacağını öğretiyorlar.
“Kral öldü yaşasın kral” sloganıyla her gelene hizmete hazır hale getirdiler işçileri, köylüleri.
Eskiden kilisenin aforoz ettiği, dinden attığı kişiler, kralın da, halkın da gözünden düşerlerdi, günümüzde aykırı düşünenler, politikacıların acilen çıkardıkları kanunlarla hâkimler kişiye bin türlü yasak getirerek, basının yaymasıyla da toplumdan tecrit ederek aforoz ediliyor.
Eskiden derebeyler devletlerini dine dayandırarak ayakta tutarlardı, günümüzde dinsizliğe dayandırarak ayakta tutuyorlar.
Eskiden derebeyler bir araya gelerek Kudüs’ün Müslümanlardan alınması için Haçlı Seferleri düzenledikleri gibi günümüzde Kudüs’ün Siyonistlerin sığınağı olması ve İslam dünyası içinde Batı’nın jandarmalığını yapması ve soygunlarına yardımcı olması için savaşıyorlar.
Eskiden derebeylerin askerleri aç kurtlar gibi zengin İslam ülkelerine saldırdığı gibi, günümüzde İslam ülkelerinin üzerinde fakirce oturduğu yeraltı servetlerini sömürmek üzere fakirlikten hiçbir zaman kurtulamayacak, kanından başka sermayesi olmayan askerleri NATO ve BM şemsiyesi altında salarak sömürüsüne devam ediyor.
İsnada değişen bir şey yok.
Adem oğullarından Kabil bu dünyada kardeş kanını akıttığında katil insan karakteri ne ise şu anda bir tek silahla binlerce değil milyonlarca insan öldüren silahları üreten profesörler, generaller, Bush’lar aynı karakteri taşırlar da araçları ve gereçleri ayrı.
Gerekçeleri hep aynı: “Allah’ın dediği değil, benim dediğim olacak.”