SERMERKANT:

Dünya mirasları listesinde yer alan Güzel şehir kadim şehir Semerkant.

Türk dünyasında şöyle bir söz dilden dile dolaşmakta.

“Buhara İslam’ın kubbesi Semerkant dünyanın en güzel şehri”diye.

Gerçekten de Semerkand görmeye değer güzel bir şehir.

Onun için Timur Semerkant’ı Hanlığının devamlı merkezi yapmıştır.

22 Mayıs Dördüncü gün

İmamı MATURİDİ:

Bizim itikatdaki imamımızdır.

Asıl adı Muhammet bin Muhammed Mâturid’dir. 852 yılında Semerkantın Mâturid köyünde doğmuştur. Onun için hep doğduğu köyün ismi ile anıla gelmiştir. Ebu hanifenin ve diğer kitaplardaki bilgileri akli ve nakli delillerle açıklayarak tasnif etmiştir. 944 yılında Semerkant’ta vefat etmiş olup Hazreti Mâturidî inin türbesi Semerkant şehrindedir.

Hanefi Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

Mâtürîdî, Abbâsîler’in merkezî otoritelerinin oldukça zayıfladığı bir dönemde siyasî bakımdan hilâfete bağlı müstakil beyliklerden Sâmânoğulları’nın Mâverâünnehir’e hâkim oldukları devirde yaşamıştır.

KÜSEM BİN ABBAS:

Bir diğer ziyaret yerimiz 7 pirlerden biri olan Kusem bin Abbas medresesi.

Kusem bin Abbas, İslam peygamberi Muhammed'in kuzeni olan ve İslam'ı günümüz Özbekistan bölgesine getiren kişidir. Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın amcası ablasının oğlu dur.

Sabah ilk gezi güzergahımız Uluğ Bey rasathanesi.

Sultanı Uluğ Bey 1421 yılında Semerkant'da 3 katlı bir rasathane inşaa ettirmişti. Uluğ Bey Astronomi ve matematik konularında bilgili olan Uluğ Bey'in kurduğu ve Uluğ Bey Rasathanesi olarak anılan bu önemli yapı İslam dünyasındaki en büyük ikinci rasathaneydi. 14. yüzyılda inşa edilen bu büyük rasathane günümüz teknoloji dönemine göre karşılaştırıldığında sadece üç saniyelik bir yanılma olmuş.

Avrasyab müzesi:

Semerkanta gezilebilecek en güzel yerlerden birisi de Avrasyap müzesidir. Mogollar tarafından 13. cü yüzyılda yıkılan dünyanın en büyük çaplı Arkolojik alanlarından birisi de  burasıdır. Turan’ın krallığı ve kahramanı Avrasyabın adını taşır. Burada yapılan kazı çalışmalarında 22.000 çeşit çok değerli sikkeler, paralar, oklar, seramikler eski elyazmaları heykeller çeşitli aksesuarlar bulunmuştur ve müzede sergilenmektedir.

Hoca Ahror Vali:

Ulu Türkistan’ın büyük velilerindendir.

Ubeydullah-ıAhrâr hazretleri yirmi dokuz yaşında iken, ilim tahsîlini tamamlayıp, tasavvufta yüksek derecelere kavuşmuştur. Yirmi dokuz yaşından sonra memleketine dönüp, helâl kazanmak için zirâatle ve insanlara doğru yolu göstermekle meşgûl olmaya başladı. Kısa zamanda mahsûlleri o kadar bereketli oldu ki idâresi için vekil tâyin etti. 1300’den fazla çiftliği vardı. Herbirinde üç bin amele çalışırdı. Allahü teâlâ onun mahsûlüne öyle bir bereket verdi ki, her sene sekiz yüz bin batman zâhire uşr verirdi. Anbarlarına konulan mahsûl, her çıkardıklarında, koyduklarından fazla geliyordu. Bu hâli görenler, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine hayrân kalıp, daha çok bağlanıyorlardı. Kendisi bu husûsta; “Bizim malımız, fakîrler içindir. Bunca malın hassasiyeti işte bu noktadadır” buyurmuştur.

-Özbekistan Uluslararası İpek Yolu Üniversitesindeyiz.

Semerkant’a bulunan bu ipek yolu Üniversitesinde ekibimizi rektör yardımcısı ve Özbekistan Türkiye konsolosu doktor Salih CANER bey karşılıyor. Rektör yardımcısı bu yeni kurulan ipek yolu Üniversitesi’ndeki çalışmaları ve araştırmaları hakkında bizlere geniş bilgiler veriyor. Daha sonra toplantı salonunda konsolos Dr. Salih CANER iki ülke arasındaki ilişkiler hakkında açıklamada bulundu.

Programda grubumuzdan Rizeli Prf.Dr Osman Sivrikaya yine Konya’dan Prof. Dr. Mustafa ERSÖZ, yine grubumuzdan Doç.Dr. Mustafa LALE, mimar İstanbul’dan Serkan AKIN, Almanya’dan yatırımcı Mehmet SANCAK ve işadamı Sami ERKURT konuşmacı olarak katılımcılara konuları hakkında açıklamalar da bulundu.

Bir kültür ve tarih müzesi olan ipek yolu Üniversitesi’nde bir çok milletlere ait kültürel mirasların ve giysilerin sergilendiğini gördük.

Devam edecek…