Bu ne biçim bir makale başlığıdır hemşerim. Ergenler gibi kime naz yapıyorsun? Nedir bu sitemkarlık efendi? Diye soran olursa derim ki: kimseye değil sitemim efendiler! İçime oturan öküzleri bir bertaraf edemedim de kaç gündür ondan aldım telefonu elime ve başladım yazmaya. Aslında hiçte sevmem şu: ben yoruldum hayat şarkısını ama felek bizi bu türkünün sözlerine muhtaç etti neylersin. Ben yolun yarısına yani 35 yaşına bir yılı kalmış görme engelli bir ademoğluyum. Hayatım hep mücadeleyle geçti. Ben çocukluğumu taa anamın karnında yitirdim.  Ben önce çocuk olmak için mücadele ettim. Benimle top oynayan ip atlayan bir arkadaşım olmadı. Tek oyuncağım radyoydu. Çocukluğumdaki unvanım kör, mazur, madur, özürlü, ağma , sakattı. Yaş ilerleyip nesil değişince unvanımda moderinleşti ve engelli ve dezavantajlı oldu. Sonra genç olmak için mücadele ettim.

Bana: aşkitom diyen bir sevgilim olmadı mesela. Sonra insan olmak için, toplumda kabul görmek için çaba mücadele ettim. Bu nasıl evlenecek dediler! Bunun nasıl çocuğu olacak! Çocuğu olsa nasıl bakacak bu! Dediler! Bu ayrı eve nasıl çıkacak! Hadi evde yangın çıksa evi sel götürse bunlar görmez gözleriyle nasıl hakkından gelecekler? Dediler! Daha neler neler dediler de ben bu kadarını yazayım ve bardağı taşıran son damlayı yani yazının fihimafihini teşkil eden hafta başında yaşadığım o mahut hadiseyi anlatayım.  Bu hafta başında özel bir bankaya hesap açtırmam icabetti. Bankacılar vasim olmazsa hesap açmayacaklarını söylemişler. Ben sadece körüm abiler! Benim gözüm görmez yani. Aklimuhakeme yetilerimde herhangi bir ağraz yok yani. Eğer vasisiz bana hesap açamıyorsanız açmayın o zaman dedim! Sağ olsun banka müdürü duyarlılık gösterdi ve hesap açtırmak için banka şubesine gittim. Gişedeki bayan başladı işleme. Şunu nasıl yaptıracaz bunu nasıl yaptıracaz buna! Nasıl imza attıracağız buna! Filan derken benim sinir katsayılarım tavana vurmaya başladı. Kafamın içinde şeytanlar böğürmeye başladı! Şeytanın en büyüğü diyordu ki: yık şu gişeyi! Yol şu kadını! En fazla mapusa düşersin! Ordan da seni bu özürlü diye deliler dimarhanesine irsal eylerler de kurtulursun! Akıllılardan neler çektin zaten! Deliler sana akıllılar kadar eza etmez! Korkma! Diyordu. Beni getiren kardeş sordu: mobil bankacılığı aktif edecek misiniz! Abimiz her işini kendisi yapabilir mobilden! Gişedeki bayan gayet memnuniyetsiz bir ses tonuyla: hesabını açacağız tamam ama mobil bankacılığı verip vermeyeceğimiz belli değil! Kredi kartı tanımlamayacağız ama! Dedi. Benim işte o zaman gözüm karardı ama beni bankaya getiren kardeşime çok değer verdiğim için sustum! Yuttum! Sustum amma gel bide bana sor. Neyse ki banka gişesindeki bayan lütuf buyurdu da bir hesap açıverdi. Amma ben bıktım efendiler! Engellerden, engellemelerden, bilmem kaçıncı vatandaş muamelesi görmekten bıktım! Usandım efendiler. Ben bu günleri yaşadım amma benden sonraki engelli kardeşlerim böyle engellenmişlikleri yaşamasınlar vesselam. Hani ne güzel söylemiş mahzuni: Mevlam gül diyerek iki göz vermiş! Bilmem ağlasam mı? Ağlamasam mı? Dura dura bir sel oldum erenler! Bilmem çağlasam mı? Çağlamasam mı.