Değerli okuyucularım,

Bu hafta sizlere ebeveyn olarak yaşamınızda önemli yer tutan evlatlarımızın (çocuklarımızın) davranış ve uyum problemlerine değineceğiz. Bu yazımızda, "Çocukluk döneminde çok karşılaşılan ve ebeveynlerin çocuğumun bu davranışı göstermesi normal mi? Bu davranışa sebep olan etmenler neler? Neler yaparsak bu davranışı önleyebiliriz?" bu ve buna yönelik soruların yanıtlarını hep birlikte arayacağız.

Her çocuk kendi özelinde biriciktir, bununla birlikte gelişimleri de farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar genetik faktörler, çevresel faktörler, ebeveyn tutumları gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Davranışlar çocukların gelişim özelliklerine göre normal veya anormal olarak değerlendirilmektedir. Örnek vermek gerekirse 0-6 aylık sürede bebeklerin kendilerine verilen her şeyi ağza götürüp ya da parmak emme davranışı sergilerken 10 yaşındaki bir çocuğun parmak emme davranışı anormal yani gelişim özelliklerinin dışında ve aynı zamanda da toplumsal olarak da kabul görmeyen bir davranış olduğunu söyleyebiliriz. İlk önce ebeveynlerin çocuklarının gelişim dönemlerinde hangi özelliklerin görülebileceğine yönelik bilgi sahibi olmaları önem arz etmektedir. Elbette unutulmamalıdır ki çocukların bireysel farklıkları göz ardı edilmemeli her çocuk belirtilen aylarda (8-18. Aylar) konuşmaz. Bu; çocuğun bilişsel özellikleri, hazırbulunuşluk düzeyi vb. pek çok durumdan etkilenir.

Genetik faktörler çocukların davranışlarını etkilemekle birlikte çocukların büyüdüğü sosyal çevre, ebeveyn tutumları çok önemlidir. Otoriter ebeveyn tutumuna sahip bir ailede büyüyen bir çocuklar çekingen, özgüveni düşük kişilik özelliğine sahip çocuklara dönüşürler. Bu da çocukların yalan söyleme, parmak emme, tırnak yeme gibi davranış problemlerine yol açar. Bu problemler de bireyin arkadaşlık ve aile ilişkilerini, toplumda yer edinebilmesini vb. birçok konuda çocuğa sorun oluşturur. Şimdi bu davranış problemlerinin birkaç tanesini ele alalım.

Yalan Söyleme: Yalan söyleme hepimizin de bildiği gibi gerçek dışı söylemlerde bulunmaktır. Çocuklar yalan söylemeyi bilmezler ancak bulunduğu sosyal çevreyi gözlemleyerek yalan söylemeyi öğrenirler. Çocuklar yalan söyleme konusunda kendisine bakım sunan, aynı ortamda bulduğu ebeveynlerinin tabiri caizse aynadaki yansımalarıdır. Çünkü çocuğun ilk karşılaştığı, sosyal ilişki kalıplarını (iletişim, davranış kalıpları, jest-mimik vb.) ailesinden öğrenir. Yalan söyleme durumunun elbette ki sıklığı, çıkar elde edip etmeme ya da bilinçli yapılıp yapılmamasına göre değerlendirilmelidir. Bu konuda en güzel çözüm yoluysa ebeveynlerin çocuklarına doğru rol model olmasıdır.

Parmak Emme: Parmak emme davranışı çocuklarda bebekken emzik veya biberon kullanımı ya da anne sütü içerken emme davranışının bebekte rahatlama hissiyatını devam ettirme isteğidir. Çocuk bu rahatlama, güvende hissetme duygusunu devam ettirmek için parmak emme davranışı geliştirir. Kaygılandığı veya stres yaşadığı durumlarda parmağını emer. Ancak bu davranış çocuklarda diş bozuklukları, parmakta incelme vb. birçok soruna yol açabilir. Halk arasında parmak emmeyi bırakması için çocuğun hoşlanmayıp, iğrendiği nesneler çocuğun parmağına sürüldüğünü görürüz ancak bu doğru bir davranış değil çocuklarda travmatik deneyimlere bile sebep olabilir. Bunun yerine çocuğun diş sağlığı için aparey kullanımı tercih edilebilir yöntemlerdendir.

Kekemelik: Çocukların sözcükleri kullanırken zorlanmaları, akıcılığın yitirilmesi ya da sesin (e,a,s vb.) uzatılarak söylenmesidir. Kekemelik çocukluk döneminde iletişim kurma yönünde yoğun stres yaşamasına ve çevreyle iletişimden kaçmasına sebep olmaktadır. Kekemelik yaşayan çocukların akran ilişkilerinden kaçındığı, içe dönme vb. gibi birçok sorunla karşı karşıya kalındığı görülmektedir. Kekemelik için elbette dil ve konuşma terapistlerinden faydalanılabileceği gibi ebeveynlerin çocuklarını dinlemeleri ve çocuğun kendini ifade etmesi için zaman tanınmalıdır.

Altını Islatma ve Dışkı Kaçırma: Altını ıslatma ve dışkı kaçırma (enürezis ve enkopresiz) çocuklar için sosyal ortamdan uzaklaşma bununla birlikte utanç duyma, özgüvenini kaybetme gibi pek çok soruna sebep olmaktadır. Bu yüzden erken dönemde teşhis edilip sorunun kaynağına yönelik çalışılması büyük önem taşımaktadır. Akşam yatmadan sıvı alımının azaltılması, ailenin çocuğun duygusal durumunu göz önüne alarak buna yönelik anlayışlı olup motive etmesi çok önemlidir.

Kısacası değerli okurlarım, çocukların uyum ve davranış problemlerinin birçok farklı sebebi olmakla birlikte bu sorunları aşabilmeleri için ebeveynleri olarak sizlerin desteklerine, koşulsuz kabul ve sevginize ihtiyaç duydukları unutulmamalıdır. Çocuklarınızın problemlerine yönelik farkındalıklarınızı geliştirmeli ve bu edinimlerle birlikte çocuklarınıza doğru rol modeller olmalıyız. Joseph Joubert’in de dediği gibi “ Çocukların nasihate değil, kendilerine örnek olacak rol modellere ihtiyaçları vardır.” Unutmamalıyız ki bir çocuğun ilk rol modeli, ilk sosyal çevresi, ilk arkadaşı, ilk örneği ve sayamayacağımız hayatlarındaki birçok vasfın, rolün ilki ebeveynleri yani sizlersiniz..!