Hani Sınavlar Da Olmasa…


Yarıyıl tatilinin yaklaşmasıyla okullarda stresli ve heyecanlı bir şekilde sınavlar uygulanmaya başlandı. Bununla beraber ilköğretim, lise ve üniversite öğrencilerinin omzuna ağır bir yük bindi. Eksik kalan konuları tamamlama, ders notları çıkarma, sınava en iyi şekilde hazırlıklı olmak ve nihai hedefi olan notu almak öğrencinin planları arasındadır.
Malum Türk milletinin her şeyi son güne bırakmak gibi bir özelliği vardır. Nesiller boyu devam eden “son gün çalışırım, hallederim”  mantığı biz öğrencilere de sirayet etmiş. Her ne kadar atalarımız “bugünün işini yarına bırakma” demiş olsalar bile “son güne bırakma “psikolojisi beyne zerk etmiş durumda.
   
Karaman’da da öğrencilerin sınav telaşını görmek mümkündür. Özellikle üniversite öğrencilerinde… Sınav zamanlarında Karaman bir başka hareketlenir. Kırtasiyeler not almaya çalışan öğrencilerle doluşur. Dolmuş ve otobüsler tıka basa ellerinde çalışma notlarıyla, sınava yetişen öğrencilerle doludur.
 
Sınav heyecanı, telaşı ve stresi biz var oldukça var olmaya devam edecek. Ki bizler ebediyete uğurlandığımızda bile “büyük sınav” dediğimiz sınavla karşı karşıya kalacağız. Hem de dünya üzerinde yaptığımız amellerden iyi kötü not alarak… Hayatımızı sınavsız düşünemedik. Sınavsız bir hayat olsun dediğimiz zamanlarda büyüklerimiz dengeli bir adalet için bunun gerekli olduğunu ortaya atarlar. Başarılıyı başarısızdan ayırt etmek için... Yaşadığımız her An’ı bir sınavı atlatma mücadelesi içinde geçiriyoruz.
 
Hani sınavlar da olmazsa! Acaba dünyayı daha mı çok severdik? Rakip olarak gördüğümüz insanlara daha mı iyimser yaklaşırdık? Daha iyi yerlere gelme gayesiyle canla başla ailemizden, sevdiklerimizden ve en önemlisi her saniyesiyle geçen zamanımızdan fedakârlık etmiyor muyuz?
Odamızın kuytu köşelerine çekilip “ şu sınavı bi kazanayım “diye kabuğumuza çekilip asosyalleşmiyor muyuz? Dışarıya çıktığımız anda gördüğümüz tanıdık yüzlere karşı yabancılaşmıyor muyuz?
Biten sınavla yapacak meşgalesi olmayan başıboş biri olarak görüyoruz kendimizi. Çünkü sınav psikolojisine alışan bünye afallıyor. Hedefler belirli bir yaştan sonra amacına ulaşmıştır. Geriye dönüp baktığımızda en güzel çağlarımızı yitirmişizdir. Asıl sınavımız için vakit ayırmaya fırsatımız olmamıştır.
Bu sistem ortadan nasıl kaldırılır veyahut başka ne şekilde uygulanacağını büyüklerimiz daha iyi bilir. Başlığı üç noktayla sonlandırarak tercihi siz değerli okurlara bırakıyorum. Bu başlığı olumlu da yorumlayabilirsiniz olumsuz da. Tercih sizin! Ama ben hani sınavlar olmasa dünyayla, insanlarla ve kendimizle daha barışık olacağımız inancındayım.

Nurcan Akkurt