Ne bir hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, Benim hızlı treni beklediğim kadar. 4 Eylül’de geride bıraktık ve nitekim hızlı trenin gıcırtısını duyamadık istasyonumuzda. Hızlı trene dair ilk kaleme aldığım yazıda, bundan iki hafta önce yani. TCDD Bölge Müdürü Sayın Abdülkadir Taş beylerin misafirim olduğunu sizlere ifade etmiştim. Sayın Bölge Müdürü Abdülkadir Beyin baba duruşuna, tevazusuna hayran olmuştum o gün. İnanın Abdülkadir Beyi şimdi daha çok seviyorum ve ona olan saygım kat, kat arttı çünkü benim sayın müdürüme ilk sorduğum soru, “hızlı tren ne zaman açılacak?” Sorusuydu haliyle. Sayın Abdülkadir Bey tarih vermemiş ve tarih konusunda gayet temkinli davranmış ve sonbaharda açılacak inşallah demişti. Bana bir tarih verip te ümitlerimle oynamadı yani. Ben sayın müdürümden aldığım bilgiye istinaden henüz Konya-Karaman hattının açılmayacağını biliyorken birden 27 Ağustos sabahı basına 4 Eylül’de Ankara-Sivas hattıyla beraber Konya-Karaman hızlı tren hattının da açılacağına dair haberler yansıdı. Tamam! Dedim. Demek ki bu sefer açılacak. Sevindim, umutlandım. Biliyorum Karaman’da umutlandı. Başladık tıpkı masum bir çocuğun bayram günü saydığı gibi günleri saymaya. Günler 4 Eylül’e yaklaşıyordu ama Karaman’da tık yoktu! Ne bir ses, ne bir haber. Ve nihayet 4 Eylül’de geldi ve hem Ankara-Sivas, hem Konya-Karaman hızlı treni de açılmadı. Basında yer alan haberlere göre Ankara-Sivas hattının eksiklikleri giderilemediği için açılışı 7. Kez ertelenmiş, iyide bu eksiklikler 27 Ağustos günü belli değil miydi?
Bu iş öyle bir çocuğa bakkaldan ciklet almak gibi basit bir şey değil ki? Madem ortada kesin ve giderilemeyen eksiklikler söz konusuysa neden kamuoyuna kesin açılış tarihleri veriliyor? İnanın artık bir daha içine binip, koltuğuna kuruluncaya kadar hızlı trene dair hiçbir şey yazmayacağım.
Bu hızlı tren yüzünden Karaman Gündem Gazete ve haber sitesinde bana verilen yazma fırsatını heba ediyor; gerçek gündemimi ihmal ediyorum. İnandığım, umutlandığım için hem kendimden hem de sizlerden çok özür diliyorum. Okullar nihayet açıldı. “Geleceğimiz olan yavrularımız nihayet kavuştular okullarına. Kiminle konuştuysam hep diyor ki; Böyle giderse bir ay sonra okullar yine kapanır. Her yer kapanır” diyor. Vatandaş umutsuz. Bu belirsizlik hepimizi kahrediyor. Tek umut aşıydı ama aşıya olan umutta büyük bir hızla yitiriliyor gibi. Bilmem ki tarih böylesine bir bilinmezliği daha yazar mı ki?