Toplantıya, Tek-Gıda İş İl temsilcisi Orhan Soydan, Büro Emekçileri Sendikası İl Temsilcisi Ahmet Baştuğ, Eğitimsen Temsilcisi Ali Gülcan, A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Mustafa Cem Kağnıcı, CHP İl Emek Bürosu Yöneticisi Ahmet Tanju Kuytan katıldı. Toplantı başlangıcında bir açıklama yapan CHP İl Başkanı Ünver; “İlimizdeki emek dünyasının sorunlarını ve çözüm yollarını konuştuğumuz emek büromuzun toplantısına katılımından dolayı tüm büro üyelerimize teşekkür ederim. Bu toplantımızın gündemi kamu çalışanlarının (memurların) Toplu İş Sözleşmesi Görüşmeleri ve taşeron işçilik uygulaması olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda toplantı gündemine geçmeden önce Karaman Devlet Hastanesinde çalışan taşeron işçilerin sorunlarını ve yaşadıkları sıkıntıları sizlerin ve kamuoyumuzun dikkatine sunmak istiyorum. Karaman Devlet Hastanesinde çalışan taşeron işçilerin çalışma koşulları bakımından bir süredir sıkıntıda oldukları çeşitli yollardan kulağımıza gelmektedir. Özellikle son dönemde (1 Ağustos’tan itibaren) yapılan mesai saati değişikliğinin güvencesiz çalışan (taşeron) güvenlik görevlileri ve temizlik işçilerini zor durumda bıraktığı yönünde çeşitli yakınmalar tarafımıza ulaşmaktadır. Daha önceleri aylık mesai saatini aşmamak kaydıyla 5 gün çalışan ve ardından 3 gün izin yapan taşeron işçilerin mesai saatleri değiştirilmiş, çalışma saatleri, günde üç vardiya şekline dönüştürülerek çalışma süresi yine aylık çalışma süresini aşmamak kaydıyla haftada 6 gün olarak belirlenmiştir. Bu durum, zaten kamuda en alt düzeyde gelir elde ederek çalışan taşeron işçiler açısından çalışma şartlarını zorlaştırmıştır. Geçinmeye yetmeyen asgari ücret veya biraz üzerinde gelir elde eden taşeron işçiler, ülkemizin bir gerçeği olarak mesai saatleri dışındaki izin günlerinde genellikle ek iş yaparak ailelerini geçindirebilmektedirler. Karaman Devlet Hastanesinde yaklaşık 10 yıldır süre geldiği ifade edilen 5 gün çalışma 3 gün izin şeklinde uygulanan çalışma süresi, işçiyi çalıştıran işveren kurum Devlet Hastanesi açısından bir işyeri uygulaması haline gelmiştir. 10 yıldır yaşamlarını bu şartlara adapte eden çalışanlar açısından, bu uygulamanın kaldırılması çalışanları zor durumda bırakmaktadır. Çalışanlar, ailelerini geçindiremez duruma düşmüşlerdir. Bu çalışma şekli işçi açısından geçim sıkıntısının yanında başka zorluklar da getirmiştir. Örneğin saat 24.00’da nöbetten çıkan ve nöbete girecek olan çalışanlar için uygun dolmuş veya belediye otobüsü bulunmamaktadır. İşverence servis de temin edilmediğinden, başta kadın işçiler olmak üzere tüm çalışanlar zor durumda kalmaktadırlar. Saat 24.00’da nöbetten çıkan personel çaresiz kalmakta, kendi bulduğu çözümlerle sorunun üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Ayrıca diğer vardiyalarda yemek çıkarılırken, gece (24.00-08.00) vardiyasındaki personele yemek çıkarılmadığı, bir sandviçle geceyi geçirmelerinin istendiği ifade edilmektedir. Durumdan ve yeni çalışma koşullarından şikâyetçi olan personele de “beğenmeyen işten çıksın” denilerek kapının gösterildiği ifade edilmektedir. Maalesef ki ülkemizde taşeron İşçi olarak bildiğimiz güvencesiz çalışanların sorunları, bir türlü bitmek bilmiyor. İş güvencesi olmadığı için işten çıkarılma korkusu nedeniyle örgütlenemeyen, genelde asgari ücret düzeyinde gelir elde eden, çalışma koşulları her geçen gün kötüye giden taşeron işçilerin, özellikle Karaman Devlet Hastanesindeki taşeron işçilerin sıkıntılarının giderilmesi noktasında İlimizin yetkili ve ilgililerinin dikkatini çekmek istiyorum. Kamu kurumlarında çalışanların haklarının güvencesi devlettir. Devlet işçinin haklarını gözetmek, çalışma koşullarını işçi aleyhine bozmamak, bilakis iyileştirmek zorundadır. Bu itibarla özellikle devlet yetkisini kullanan kurum ve daire müdürleri çalışanlarına karşı iş barışını bozucu tutumlardan kaçınmak durumundadırlar. Taşeron işçilerin örgütsüz olmaları, onların çalışma hayatındaki haklarının ellerinden alınmasına, çalışma koşullarının kötüleştirilmesine, dahası hak arama girişimleri sırasında ekmekleriyle korkutulmalarına ve kapının gösterilmesine yol açmamalıdır.” dedi. Daha sonra toplantı gündemine geçilerek Emek Bürosu Üyeleri gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundular. Toplantı sonrasında yapılan ortak değerlendirmede, “Bu ay görüşmelerine başlanan kamu çalışanlarının Toplu İş Sözleşmesi Görüşmeleri sürecinde özellikle sefalet ücreti uygulamasına son verilmesinin, tüm memur maaşlarına yıllık ücret artışına ilave olarak refah payı ücretinin artış olarak yansıtılmasının, en düşük memur maaşının çalışanın ailesi ile birlikte insan onuruna yakışır şekilde yaşamasını sağlayacak düzeye yükseltilmesinin, çalışma koşullarının iyileştirilmesinin ve kamu çalışanları üzerindeki başta siyasi baskı olmak üzere her türlü baskının kaldırılmasının gerekliliği” ifade edildi. Ayrıca gündemdeki diğer konu olan taşeron işçilik uygulaması ile ilgili olarak da, “Taşeron işçilerin ve tüm çalışanların örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılmasının, tüm kamu çalışanlarının iş güvencesine kavuşturularak taşeron işçi uygulamasının sonlandırılmasının, taşeron işçilerin ücretlerinin asgari ücretin üzerine çıkartılmasının insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürmek için zorunlu olduğu, işçinin geçimini insan onuruna yakışır şekilde temin edebilmesi için asgari ücretin artırılmasının şart olduğu, yine asgari ücretin tüm vergilerden muaf tutulması gerektiği” söylendi.