Karaman Milletvekili Plan ve Bütçe Kurulu Başkanı Lütfi Elvan'ın konuşma metni; <br /> ''Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri, <div>2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı üzerine, Grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi, saygıyla selamlıyorum. </div> <div>Başta Maliye Bakanımız olmak üzere, </div> <div>bütçe hazırlık çalışmalarını yürüten tüm bakanlarımıza, </div> <div>Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize, </div> <div>bakanlıklarımızın bürokratlarına, teşekkürlerimi sunarak konuşmama başlamak istiyorum.</div> <div>Öncelikle Sayıştay denetimine yönelik, bir değerlendirmede bulunmak istiyorum.</div> <div>Bildiğiniz gibi, Sayıştay Kanununun çıkarılmasından sonra, Sayıştay tarafından, kamu idareleri nezdinde yapılan denetimlere ilişkin, denetim raporları, bu yıl ilk defa Meclise sunuldu. </div> <div>Sayıştay raporları; bir kısım çevrelerce istismar edilmiş ve sanki hükümet, Sayıştaydan; </div> <div>bilgi, belge kaçırıyor, </div> <div>denetim yapılmasını engelliyor, </div> <div>hesap vermekten kaçıyor gibi bir hava yaratılmış, </div> <div>ve adeta bir iftira kampanyası başlatılmıştır.</div> <div>Hükümetimize yönelik yapılan bu değerlendirmeleri ve saldırıları kabul etmek mümkün değildir. </div> <br /> <div>AK Parti Hükümetleri:</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Denetimi, uluslar arası standartlara kavuşturmuş, </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Artık, günümüzün ihtiyaçlarını karşılayamayan 80 yıllık muhasebe-i umumiye kanununu kaldırarak, Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununu çıkarmış,</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Yine, neredeyse yarım asırlık Sayıştay kanunu değiştirerek, gerçek anlamda bir denetim sistemi kurmuş,</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Askeri malların Sayıştay tarafından denetlenmesini sağlamış,</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Tüm kamu kurum ve kaynaklarını, Sayıştay denetimine dahil etmiş,</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>İç ve dış denetim sistemlerini oluşturmuştur.</div> <div>Çağdaş norm ve standartlarda Denetime yönelik, bu kadar çok düzenleme yapan bir iktidara; “siz denetimden kaçıyorsunuz demek”, sadece ve sadece, abesle iştigal etmek demektir.</div> <div>Halkımız bizim ne yaptığımızı biliyor; ama sizin de ne yaptığınızı biliyor ve görüyor.</div> <br /> <div>Denetimden kaçtığını söylediğiniz iktidar; </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Kamuda muhasebe birliğini sağladı, </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Cumhuriyet tarihinde ilk defa, tahakkuk esaslı Devletin bilançosunu çıkardı, </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Uluslararası standartlarda bir mali istatistik sistemi kurdu,</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Devletin, toplu iğnesinden ambulansına kadar, çeşitleri bir milyonu bulan, her türlü taşınırı; kayıt altına alan bir sistem oluşturdu, </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Mali saydamlık adına, sayıları 4700’ü bulan mahalli idarelerin, mali verilerini aylık olarak izleyebilen, ve raporlayabilen bir sistem kurdu.</div> <div>Şimdi soruyorum size; </div> <div>hesap vermekten kaçan, ve korkan bir anlayış; </div> <div>böylesine her türlü denetime açık, uluslararası standartlarda, muhasebe ve mali istatistik sistemi kurar mı?</div> <br /> <div>Muhalefet tarafından dile getirilen diğer eleştirilere gelince:</div> <div>1)”Genel Bütçeli kamu idarelerinin mali tabloları yoktur. Kesin hesap kanunu görüşülemez?” deniliyor.</div> <div>Değerli arkadaşlar,</div> <div>Kesin hesap kanun tasarısı görüşmelerine esas olan rapor; mali rapor değil, Genel Uygunluk bildirimidir. </div> <div>Bu husus Anayasanın 164. Maddesinde düzenlenmiştir. Genel uygunluk bildiriminde yer alan değerlendirmelerin tamamı Kesin Hesap kanun tasarısına ilişkindir. </div> <div>Mali rapora gelince; mali rapor, hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, kurumların yönetsel sorumlukları ile ilgilidir. </div> <div>Kurumların Mali Raporlarını, Kesin Hesap Kanun Tasarısı ile ilişkilendirmek mümkün değildir. </div> <div>Mali raporlar, bir anlamda kurumlarımıza yol gösteren raporlardır. </div> <div>Sayıştay tarafından 358 Kurumun denetimi yapılmış, yapılan her bir harcama, gelir, en ince detayına kadar, en ücra köşedeki birime varıncaya kadar denetlenmiştir.</div> <div>Genel bütçe kapsamındaki kuruluşların her birinin, ayrı ayrı mali tabloları oluşturması istenmiştir. </div> <div>Bu teknik olarak mümkün olmadığı gibi, bu konuda yetkili olan Muhasebe Standartları Kurulunun kararı vardır. Bu karar çerçevesinde, genel bütçe kapsamındaki kuruluşların bir bütün olarak mizan ve bilançosu oluşturulmuştur.</div> <div>Bir başka iddaa da şu: </div> <div>2)”Denetçilerin hazırlamış olduğu raporlar meclise gönderilmemiştir. Raporlar denetim raporu niteliğinde değildir?”</div> <div>Denetçilerin hazırlamış olduğu taslak raporlar, yasa gereği Meclise gönderilemez. </div> <div>Denetçi raporu; sadece denetçinin kanaatini içerir, sayıştay görüşünü içermez, dolayısıyla denetçi raporu sayıştay raporu değildir(6085 md 2). </div> <div>Taslak rapor, Sayıştayın ilgili dairelerinden ve rapor değerlendirme kurulundan geçtikten sonra Sayıştay raporuna dönüşür.</div> <div>TBMM dahil, hiç kimsenin, Sayıştay raporlarının, nasıl ve ne şekilde olacağına dair müdahalesi söz konusu olamaz.</div> <div>Yasa, gayet açık. Sayıştay bağımsızdır(6085-3). </div> <div>Sayıştay ve denetçileri, denetim faaliyetini bağımsız ve tarafsız olarak yürütür. </div> <div>Sayıştaya; denetim görevinin planlanması, programlanması ve yürütülmesinde talimat verilemez. (6085 Md.35-c)</div> <div>Bir başka iddaa:</div> <div>3)”Mali Raporda kamu zararı ile ilgili hususlar yer almamaktadır? Meclise kamu zararına yönelik bilgiler de gelmelidir.” Deniliyor.</div> <div>Kamu zararına yönelik Yargılamaya esas raporların, yasa gereği TBMM’ne gönderilmesi söz konusu olamaz. (Sayıştay kanun 48.md). </div> <div>Meclis, yargılama makamı değildir. </div> <div>Herhangi bir kamu zararı söz konusu ise, o yöneticiyi, Sayıştay’ın ilgili daireleri yargılayacaktır. </div> <div>Suç teşkil eden bir husus var ise, yasa gereği Sayıştay Başkanlığı, ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacaktır.</div> <div>Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,</div> <div>İktidara geldiği günden bugüne kadar, sürekli olarak oylarını artıran, </div> <div>ve her geçen gün, halkın daha fazla teveccühünü kazanan bir hükümetin bütçesini görüşüyoruz.</div> <div>Çok partili sisteme geçtiğimiz günden bugüne kadar; bu kadar uzun süreli ve istikrarlı bir hükümet gelmedi.</div> <div>Türkiye’de 1965 ile 2002 tarihleri arasında, 37 yılı aşkın süre içinde, toplam 28 hükümet göreve gelmiş, bunların ortalama ömürleri 16 ay ile sınırlı kalmıştır (yani, 1 yıl 4 ay). </div> <div>Halkımız, hiçbir zaman geçmişini unutmadı, ve hatırlamaya da devam edecektir. </div> <div>Ortalama 1.5 yıl bile, iktidarda kalamayan hükümetlerin, ülkemizi ne hale getirdiklerini, halkımız yaşayarak görmüştür. </div> <div>Ak parti hükümetleri, her seçimde, ülkemizin güven ve istikrarını, daha da sağlamlaştırarak, daha da güçlü bir şekilde iktidara geldi.</div> <div>Burada hepimiz, iktidarıyla muhalefetiyle, bu başarılı süreci samimi olarak analiz etmeliyiz.</div> <div>Halkımızın yüksek teveccühü, neden hala sürüyor?</div> <div>Bu kadar, güven ve istikrar nasıl oluştu?</div> <div>Dünyada kriz yaşanırken; Türkiye'de, neden yaşanmıyor?</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Öncelikle belirtmeliyim ki; AK Parti hükümetleri, Millete rağmen siyaset anlayışı değil, millet için siyaset anlayışını hayata geçirmiştir. </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Ülkemizin; asırlık, kronikleşmiş ne kadar sorunu varsa, cesaretle, kararlılıkla, bu sorunların üzerine gitmiş, ve devrim niteliğine reformlar gerçekleştirmiştir. </div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Gerek ulusal, gerek küresel ölçekteki, siyasi ve sosyo-ekonomik değişimleri yakından izleyerek değişimin öncülüğünü yapmıştır.</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Cuntayı, vesayeti, ve belirli bir zümreyi temsil eden politik anlayışı, Türk siyasetinden men etmiştir.</div> <div>•<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>Hizmette doygunluğu, başarıda rehaveti yok saymıştır.</div> <div>Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,</div> <div>Halkımızın demokratik kazanımları, ülkemizin istikrar ve güvenini pekiştirmede, en önemli etken olmuştur.</div> <div>Bütün toplumsal kesimler; vesayet rejiminin kendilerine dayattığı zorbalıklardan kurtulma imkanını, AK Parti iktidarlarıyla bulmuşlardır. </div> <div>Toplum ve siyaset, normalleşip demokratikleşirken, demokrasiden uzaklaşıldığını söyleyenler; maalesef vesayet rejiminin bakiyeleri olarak kalmışlardır.</div> <div>AK Parti döneminde; vesayet sona erdirilmiş; halk, demokratik siyasetin, en önemli aktörü haline gelmiştir.</div> <div>Bunun mimarı da; AK Parti, ve onun hizmet gemisinin usta kaptanıdır.</div> <br /> <div>Sayın Başkan değerli milletvekilleri,</div> <div>Ülkemizin güven ve istikrarını pekiştiren 2. Önemli husus, halkımızın ekonomik kazanımlarıdır. </div> <br /> <div>Ak Parti döneminde bütçeler; faiz bütçesi, rant bütçesi olmaktan çıkarılmış, asli fonksiyonuna, yani hükümetlerin, politika aracı olarak kullandığı, bir kalkınma bütçesine dönüştürülmüştür </div> <div>Son 11 yılda; sadece iki yıl hariç (2009 ve 2012) bütçe hedeflerimizi tutturduk. </div> <div>Hatta çoğu zaman bütçe hedeflerimizi aştık. </div> <div>Oysa bizden önceki on yılda (1993-2002) tam 7 yıl bütçe hedefi tutturulamamıştır. </div> <div>Bütçeler, beklenenin çok üzerinde açık vermiş, yönetilebilir olmaktan çıkmıştır. </div> <div>Hatta bazı yıllarda toplanan vergiler, sadece faizleri bile ödemeye yetmiyordu. </div> <div>Temel kamu hizmetleri, borç almak suretiyle karşılanmaya çalışılıyordu. </div> <div>Bütçeler; milletimizin ve gelecek nesillerin sırtında ağır yükler oluşturuyordu.</div> <div> Ancak; Ak Parti hükümetleri döneminde, yani ak yıllarda, biz bütçeyi, milletimizin sırtındaki bir yük olmaktan çıkarıp, milletimize hizmet eder hale getirdik. </div> <div>1990’lı yıllar ile 2000’li yılların başı, ülkemiz için kayıp yıllar; Ak parti dönemleri ise Ak yıllar olarak tarihte yerini bulacaktır.</div> <div>Dünyada hiçbir kriz yaşanmazken, Türkiye’nin krizlerle boğuştuğu kayıp yıllar ile; </div> <div>dünyada kriz yaşanırken, Türkiye’de hiçbir krizin yaşanmadığı Ak yılları karşılaştırmak istiyorum.</div> <div>(G1)Milli gelirimiz kayıp yıllarda yerinde sayarken, Ak yıllarda 3,4 kat artmıştır.</div> <div>(G2)Kişi başına gelirimiz, kayıp yıllarda yerlerde sürünürken ak yıllarda 11 bin dolara yaklaşmıştır.</div> <div>(G3)Enflasyon; kayıp yıllarda tavan yaparak hortumculara çalışırken, Ak yıllarda taban yapmış, kaynaklar sahibi ile yani halkla buluşturulmuştur. </div> <div>(G4)(G5)İhracatımız küresel krize rağmen Ak yıllarda 4,2 kat artmıştır. Eğer Ak parti iktidara gelmeseydi, 1990’lı yılların performansıyla devam etseydik. Bugün ihracatımız ancak 57 milyar dolar olabilecekti. </div> <div>(G6)(G7) Doğrudan yabancı sermaye girişi; kayıp yıllara göre ak yıllarda 12 kat artmıştır. Ülkemizin güven ve itibarı hangi dönemde yüksekmiş hepiniz görüyorsunuz.</div> <div>(G8) Ak ve kayıp yıllar arasındaki merkez bankası rezerv farklarını görüyorsunuz. Yine burada da kayıp yıllarda merkez bankası rezervleri taban yaparken, Ak yıllarda tavan yapmıştır.</div> <div>(G9) Faiz yükünü çarpıcı bir şekilde düşürdük. 1990’lı yılların performansı devam etseydi, 2012 yılında 48 milyar lira yerine 131 milyar lira ödenecekti. İşte rantçıların alamadığı bu kaynakları halkımıza hizmet için harcadık.</div> <div>(G10) Faiz giderlerinde kayıp yıllar ile ak yıllar arasındaki farkı görüyorsunuz. </div> <div>(G11) İç borç stoku; Kayıp yıllarda tam 418 kat artmış, Ak yıllarda ise sadece bir kat artmıştır.</div> <div>Sayın Başkan değerli milletvekilleri,</div> <div>Halkımız; ak parti hükümetleri olmasaydı, 1990-2002 döneminde yaşadığı kayıp yılları yaşamaya devam edeceğini, adı gibi biliyordu.</div> <div>Yine halkımız, Ak parti iktidarları olmasaydı; tam 400 Milyar liranın, yatırım ve sosyal harcamalar yerine, faize gideceğini; mutlu bir azınlığın, çalışmadan servetine servet katacağını, biliyordu.</div> <div>Halkımız, yine ak parti iktidarı olmasaydı; kendi tankını, kendi insansız hava aracını, kendi savaş gemisini yapamayacağını biliyordu.</div> <br /> <div>Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,</div> <div>Halkımızın, demokratik ve ekonomik kazanımlarına ilave olarak, sosyal alanda da, çok önemli kazanımları olmuştur. </div> <div>Ak parti hükümetlerinin en öncelikli alanlarından biri de, sosyal devlet anlayışının tesisi olmuştur. </div> <div>2002 yılında sosyal yardım ve hizmetler için; 1,3 milyar lira ayrılmışken, bugün yılda 20 milyar liranın üzerinde kaynak ayrılmaktadır. </div> <div>OECD verilerine göre Türkiye; AK yıllarda, gelir dağılımını, en hızlı iyileştiren ilk beş ülkeden biridir. </div> <div>2002 yılında, 1000 kişi içinde 303 kişi, yoksul olarak değerlendirilirken; 2011 yılında bu oran, 1000 kişi içinde 28 kişiye düşmüştür.</div> <div>Kalıcı istihdamı sağlama, ve istihdam artışında Türkiye; AB ve OECD ülkeleri arasında, en başarılı ülke olmuştur. Son 5,5 yılda, 5,7 milyon ilave istihdam sağlanmıştır. Yani yılda, ortalama 1 milyon kişi istihdam edilmiştir. </div> <div>Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda Bütçede en fazla pay, eğitime ayrılmıştır.</div> <div>AK yıllarda, 408 bin öğretmen atanmış, öğretmen kadroları bu süre zarfında yaklaşık 2 katına çıkartılmıştır. </div> <div>Sağlık ve Sosyal Güvenlik alanında Türkiye, tüm dünyaya örnek olan reformlar gerçekleştirmiştir. </div> <div>Dünya Bankası, OECD, Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası kuruluşlar; sağlık ve sosyal güvenlikte sorun yaşayan ülkelere, Türkiye’de yapılan reformları incelemelerini tavsiye etmektedir.</div> <div>Sadece size vereceğim 2 gösterge bile sağlıkta ne kadar büyük aşama kaydettiğimizi ortaya koymaktadır. </div> <div>AK yıllarda yaşam süresi, 71,8 yıldan 76,0 yıla yükselmiştir. </div> <div>Kayıp yıllarda, bin bebekten 32’si ölürken, bugün bu rakam 7’ye düşmüştür. </div> <br /> <div>Sayın başkan değerli milletvekilleri,</div> <div>Bu başarıların tamamını görmezden gelen kesimler; halkımızdan da umudunu kesmesi ile, </div> <div>tek çare olarak, Ak partiyi ve Sayın başbakanımızı, </div> <div>“nasıl ve ne şekilde, itibarsız hale getirebiliriz” arayışı içine girmişlerdir. </div> <div>AK partiye ve onun güçlü liderine karşı, halkımızın teveccühünden rahatsız olanlara, </div> <div>Ülkemizde, demokrasiden uzaklaşıldığını söyleyen vesayet yanlılarına; aşağıda belirteceğim hususları bir kez daha hatırlatmak isterim.</div> <div>Demokratik yönetimlerde, itibarın ölçüsü halkın teveccühüdür.</div> <div>Halkın teveccühü olmadan, siyasetin demokratik meşruiyeti olamaz.</div> <div>Siyasi itibarı; veren de, alan da halktır.</div> <div>Milli iradeyi hiçe sayıp; halka, vesayet etmeye alışmış olanlar; </div> <div>Süngü iktidarı dışında, bir iktidara sahip olamayanlar, </div> <div>Tek parti ideolojisiyle, demokratik siyaset yapılamayacağını artık anlamalıdırlar.</div> <div>Sayın Başbakanımıza karşı, kin ve iftira ile yürütülen itibarsızlaştırma çalışmaları,</div> <div>Demokrasi karşıtı güçlerin, geçmiş dönemlerde de başvurdukları, kirli bir oyunun, tekrarıdır.</div> <div>Nitekim;</div> <div>Adnan Menderes ve Demokrat Partiyle, demokratik yollarla baş edemeyenler, </div> <div>Onu, Doğu Anadolu’yu Sovyetler Birliğine satmakla suçladılar;</div> <div>Harbiyelileri, kıyma makinesinde doğramakla itham ettiler;</div> <div>Mahreminden, hayâsızca magazin ürettiler;</div> <div>Kendi aynalarında gördükleri bütün çirkinlikleri, Menderes ve Demokrat Partiye isnat ettiler.</div> <div>Hiçbir işe yaramayınca da, darbe yaptılar.</div> <div>Demokrasiyi katlettiler,</div> <div>Halkımıza büyük acılar yaşattılar,</div> <div>Gün ortasında Başbakan astılar. </div> <div>Aynı şekilde; millete hizmette önemli başarılara ulaşan, Turgut Özal’ı da etkisizleştirmek için, kin ve nefretle saldırdılar </div> <div>ve kısmen de başardılar.</div> <div>Turgut Özal’ın şaibeli ölümü sonrası ise: </div> <div>1994 ekonomik kriziyle, halk soyulup yoksullaştırıldı, </div> <div>Fail-i meçhuller, devlet politikası haline dönüştürüldü;</div> <div>Bürokrasi, hallaç pamuğu gibi atıldı.</div> <div>Akabinde, bin yıl sürme iddiasındaki, karanlık 28 Şubat dönemi, </div> <div>karabasan gibi, ülkemizin üzerine çöktü.</div> <div>Binlerce, on binlerce insanımız; işinden, aşından oldu,</div> <div>Temel hak ve hürriyetler kısıtlandı,</div> <div>Öz vatanlarında; ikinci sınıf, vatandaş muamelesine, tabi tutuldular.</div> <div>Şimdi de; Milletin teveccühünden ümidini kesen, bu vesayetçi zihniyet; Başbakanımıza karşı, bir itibarsızlaştırma kampanyasını yürütmeye çalışıyor.</div> <div>Darbeci zihniyetin kalıntıları ile, </div> <div>Halkımızın refahını artıracak, projesi olmayanların, </div> <div>Kendi hayat tarzlarını paylaşmadığı için, nefretlerini kusup,</div> <div>Halka, bidon kafalı diyenlerin,</div> <div>İnsanlık utancı, ikna odalarını; utanmadan savunanların,</div> <div>İnsan haklarını, sempatizan hakları olarak algılayanların </div> <div>yürüttüğü bu kampanya; </div> <div>kalburla su taşımanın ötesinde bir tesire sahip değildir, olmayacaktır. </div> <div>Hakla, ve halkla beraber yürüyenlerin tuttuğu meşaleyi; vesayetçi zihniyet söndüremeyecektir.</div> <div>Temizlik işçisinden taksi şoförüne,</div> <div>Ticaret erbabından sanayicisine,</div> <div>Memurundan köylüsüne,</div> <div>Gencinden yaşlısında kadar,</div> <div>Toplumun tüm kesimleri, Recep Tayyip Erdoğan’ı sevdiler.</div> <div>Recep Tayyip Erdoğan da onları sevdi.</div> <div>Bu halk; Turgut Özal’ı, nasıl, “dindar, sivil ve demokrat”- olduğu için sevdiyse,</div> <div>Tayyip Erdoğan’ı da, bu sıfatlarla beraber; </div> <div>cesur, hakta sebat eden, zulme karşı direnen, </div> <div>“Kenar-ı Dicle’de, bir kurt, bir koyunu kapsa/ Adl-ı ilahi, sorar onu Ömer’den”- sorumluluğuyla, halkına ve ülkesine hizmet eden, güçlü ama “erişilebilir” bir dünya lideri olarak sevmektedir.</div> <br /> <br /> <div>Sayın Başkan Değerli Milletvekilleri,</div> <div>Halkımıza tepeden bakan; </div> <div>halka yabancılaşan; </div> <div>darbelerle halkımıza, büyük acılar yaşatan; bu vesayetçi zihniyetin, </div> <div>artık anti-demokratik yollardan vazgeçerek, </div> <div>halka hizmet yolunda, bize rakip olmalarını bekliyoruz.</div> <div>Bizim rakiplere ihtiyacımız var.</div> <div>Bize RAKİP olsunlar ki, kendimizi daha iyi İFADE edelim,</div> <div>ve hizmette çok daha yüksek bir HIZA erişelim.</div> <div>Evet.. Müstakbel… rakiplerimize, HODRİ MEYDAN ..! derken.</div> <div>Sözlerimi; bir beyit ile sonlandırmak istiyorum… </div> <br /> <div>“Ey rakibim.., sen.. benim… İFADEM ve HIZIMsın</div> <div>Gündüz.., geceye muhtaç; bana da.. sen LAZIMsın !”</div> <div>2014 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum,''dedi.</div> <div> </div> <br /> <br /> <br /> <br /> <br />