Merhaba kıymetli okurlar, Bu hafta Ünlü Röportajları Köşemizde konuğumuz son olarak ATV ekranlarında yayımlanan ‘Beni Bırakma’ isimli dizide ‘Kerem’ karakterine hayat veren yakışıklı oyuncu ve iş adamı Furkan Engin ile sizler için bir araya geldik ve keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar…
1-) Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul Şişli doğumluyum. Dedem Şaban Engin Bulgaristan’ın Silistre Şehrinden 1937 Yılında İstanbul’a gelmiş. O zamandan beri İstanbulluyuz. Yeditepe üniversitesi Sinema-TV Bölümü mezunuyum..
2-) Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Meslek seçiminizde sizi etkileyen faktörler oldu mu?
Aslında Oyuncu olabileceğimi hiç düşünmezdim. Çocukken çok sessiz, utangaç, çekingen bir yapım vardı. Ortaokul yıllarında tahtaya çıkar şarkı söylerdik, ufak tefek taklitler yaptırırdı hocalar. İlk tohumlar orada atıldı sanırım. Ardından Lise yıllarında daha büyük çaplı tiyatro oyunlarında yer almamın da verdiği bir özgüvenle bu işi meslek olarak yapabileceğimi düşündüm ve 2004 yılından bu yana oyunculuğu profesyonel olarak yapıyorum. Meslek seçiminde beni etkileyen faktör açık söylemek gerekirse oyuncuların yaşadığını düşündüğüm parıltılı hayata özenti oldu desem yalan olmaz (Tabi işin içine girince o parıltının aslında uzaktan size doğru çarpmak için yaklaşan koskoca bir Tır oluğunu fark etmem uzun sürmedi.
3-) Şuan aynı zamanda da bir klinik işletmektesiniz, kliniğiniz hakkında bize biraz bilgi verebilirmişsiniz?
Ankara’nın Gelişmekte Olan Bölgesi Çayyolu Yaşamkent’te Ağız ve Diş sağlığı ve diş estetiği alanında faaliyet gösteren Fildent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğinin Genel Müdürüyüm. Kliniğimiz Kısa sürede Ankara’nın Önemli diş sağlığı kuruluşlarından biri haline geldi. Sadece Ankara değil yurt içi ve yurt dışından gelen hastalara da hizmet vermekteyiz. Tüm diş branşlarında hizmet veren 6 adet diş hekimimiz ve 6 adet yardımcı personelimizle Başkent’te tüm Türkiye’nin hizmetindeyiz.
4-) Nereden geldi oyunculuğunuzun yanı sıra bir klinik işletme fikri?
Biraz önce de bahsettiğim gibi “Show business” diye tabir ettiğimiz sahne sanatlarının bütünü tamimiyle bir kandırmaca, bir aldatmaca, kesinlikle Türkiye’de meslek olarak yapılacak bir şey değil. Bir nevi mevsimlik işçisiniz. İş olunca Gidiyorsunuz, olmayınca cepten yiyip kazandıklarınızı tüketiyorsunuz.. Yani bir nevi al gülüm ver gülüm hikayesi. Çok erken yaşlarda profesyonel oyunculuğa başladığım için bunun farkına vardığımda hala çok genç sayılacak bir yaştaydım. Sonuç olarak da oyunculuğun yanında ticaret hayatına atılmaya karar verdim ve şanslıymışım ki uzun uğraşlar sonunda kendi çapımda başarılı da oldum. Ve artık oyunculuğu hobi olarak görecek bir seviyeye geldiğimi düşünüyorum.
5-) Televizyon dünyası birçok insanın hayallerini süsleyen bir mecra. Peki sizin açınızdan mesleğinizin bilinmeyen yönleri ve insanlara cazip gelen yönleri nelerdir?
Tanınmak, sevilmek, hayran edinmek bizim oyunculuk mesleğinin yan etkilerindendir. Bazen cebinizde paranız olmaz ama yolda yürürken sizinle fotoğraf çekilmek isteyen insanlar size özenir.. “Keşke onun yerinde olsaydım” der. Oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiyem; Hayatınız boyunca üzülmek, hayal kırıklığına uğramak istemiyorsanız ya oyuncu olmayın ya da oyunculuğun yanında yapacağınız başka bir iş edinin.
6-) Gelişen teknoloji ile beraberinde gelen dijital platformlarda fazlasıyla içerikler üretilerek aynı hızda da tüketilmeye başlamıştır. Sektöre karşı bakış açınız nedir? İleride nasıl bir sektör görebiliyorsunuz?
İleride Tamamen TV’nin Dijital yayınlara döndüğü, Tamamen tematik yayınların olduğu kanallar göreceğimiz oluşuma evrilecek bir sektör görüyorum. Eskisi gibi (hala devam eden) he haberlerin, hem dizilerin, hem yarışma programlarının yayınlandığı TV kanalları göremeyeceğiz.
7-) Meslek hayatında mesleğini icra eden her insan için kuşkusuz tüm çalışmaları kıymetlidir. Sizin özellikle içerisinde bulunmaktan keyif aldığınız işler nelerdi? Nerede daha çok bulunmak isterdiniz?
Oyunculuk harika bir meslek, içindeyken kendinizi son derece özgüvenli ve mutlu hissediyorsunuz. Bu sebeple Yer aldığım tüm işlerden keyif aldım. Tabi en keyif aldığım işler yaptığım işin karşılığını hakkıyla aldığım birkaç iş oldu. Bizim sektörde yapımcılar (buna en büyükleri dahil) genelde kendi ceplerini düşünür. Oyunculara ayda 4 bölüm ücret yerine 1-2 bölüm verip o parayı faize koymayı tercih eder. Bun sebeple zaten kuş kadar aldığınız para erir gider, bereketi kalmaz. Doğal olarak ben de bu tarz yapımcılara çok denk geldim ama Ankara işlerinde başıma hiç böyle bir olay gelmedi, Hem iyi kazandım hem de Taahhüt edilen tarihlerde ödememi aldım. Yeri gelmişken dürüstlükleri için MGA yapıma çok teşekkür ederim.
8-) Gelecekte yapmayı planladığınız projeleriniz var mı? Nedir bunlar biraz bahseder misiniz?
Artık bu saatten sonra işin biraz da yönetmen ve yapımcılık tarafına geçmek istiyorum iyi projeler yaratabilirsek.
9-) Günlük hayatınızda dışarıya çıktığınız zamanlarda sizi tanıyan insanların nasıl bir tepkileri oluyor? Unutamadığınız bir anınız var mı?
Unutamadığım onlarca anım var ama en ilginci bir gün İstanbul’da metrobüsle Mecidiye Köyden Söğütlü Çeşmeye gidiyordum. Mecidiye Köyden benimle birlikte metrobüse binen bir roman arkadaşımız o kalabalığın içinde bağırarak yanındaki arkadaşına “ aa oyuncuya bak, oyuncu bu ya. Metrobüse binmiş, o da fakir demek ki bizim gibi” dedi. Tabi metrobüste tüm gözler bana çevrildi. Ben de çocuğa “yok kardeşim ben senin gibi fakir değilim bu metrobüs benim bir bakmak için bindim her şey yolunda mı diye” dedim. Tabi tüm metrobüs kahkahayı bastı ben öyle deyince.
10-) Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Benimle röportaj yaptığınız, sorularıma yanıt verdiğiniz için. Son olarak buradan eklemek istediğiniz ve okurlarımıza iletmek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ben de sana teşekkür ediyorum. Mesleğin daha başında bir iletişimci olarak sana kariyerin boyunca başarılar diliyorum. Umarım hayal ettiğinden daha iyi yerlere gelirsin.