Ramazan ayında beslenmemiz sağlığımız açısında büyük önem arz etmektedir. 24 saatte iki kez beslenilen bu ayda biri güneş doğmadan önce diğeri ise güneşin batışından sonra yenilip, içilmektedir.  Bu ayda yaygın olarak bilinen ve yapılan büyük iftar menüleri ve hafif sahur menüleridir. Fakat biz toplum olarak sahurda da börek, çörek, poğaça ve güzide Karamanımın sıkması soframızda yer almaktadır. Açlık döneminin çekildiği ve aralıklı aç kalarak beslenmeye geçildiği bu ayda bu tarz bir tutum yanlış olmaktadır. Aksi halde Ramazan ayının sonunda vitamin ( tiamin , nisain ve A vitamini..) depolarımız boşalabilir. Bu da bu ayı verimli geçirmek varken ay sonu saglık problemleriyle uğraşmamıza sebep olmaktadır.

Yeni bir beslenme alışkanlığı içine gireceğimiz için yapılan araştırmalar bu süreçte kilo kaybını görebileceğimizi belirtmektedir. Oruç sırasında gün boyunca kan şekeri düşmekte vücut ısısı azalmaktadır. Bu nedenle üşüme, halsizlik, baş ağrısı ve işe karşı bir isteksizlik yaşanmaktadır. Bu süreci daha iyi geçirebilmek için sağlıklı beslenme şarttır.  İftar zamanı mideye aşırı yüklenmemek gerekmektedir. Çünkü ramazanda günlük öğün sayısı azalmaktadır. Oruç tutarken besinleri iyi çiğnemek, azalan öğün sayısını az ve sık yiyerek sahur ve iftar dahil 1-2 ara öğünle dörde çıkarmak en doğrusudur. Ramazan’da birden yenilen yemek sonrası mide şişkinliği hazımsızlık yapmaktadır. Ana öğün olarak çorba, et, sebze, salata, komposto tüketip 2 veya 3 saat sonra da ara öğün olarak meyve veya sütlü tatlılardan bir porsiyon veya kuru meyvelerden bir porsiyon veya bir dilim sebzeli börek gibi tükettilerse daha sağlıklı beslenme sağlanabilir. Normal dönemlerimize göre kuru meyve tüketimi bu ayda artmaktadır. Hoşaf veya komposta menülerimizin vazgeçilmezidir.  Bu da bizim vitamin değerlerimizin düşmesini bir nebze de olsa engel olabilir.

Ramazan sırasında sahurda yenilen hamur işleri, kızartmalar vb. yiyecekler gece yatmadan önce yenilip yatıldığı için sabah kalkınca midede ağırlık, ekşime, yanma hissedilmektedir. Bu durumu engellemek için sahurda hiç yemek yememe yerine sütlü veya sulu çorbalar kahvaltı tür yiyecekler tercih edilmelidir.

Ramazan ayında uzun açlıklar meyve gibi kabuklu ve posalı gıdaların günlük tüketim miktarının azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca sıvı ve sulu yiyeceklerin, içeceklerin posalı besinlerin az tüketilmesi nedeniyle bağırsakların peristaltik hareketleri yavaşlamaktadır. Bu durumda özellikle posalı besinlere az yer verilmesi abdominal adalelerde kuvvet kaybı ve pelvik tabanda gevşeme, kabızlık, karında şişkinlik oluşmaktadır.

Bu nedenle;

11 AYIN SULTANUNDA naçizane tavsiyelerim

Oruç tutulurken kesinlikle sahura kalkılmalı, aksi halde uzun süre açlıkta hipoglisemi görülme oranı artacaktır.

Sahurda ağır ve yüksek karbonhidrat içeren gıdalardan kaçınılmalı ve hafif kahvaltılıklar tercih edilmelidir.

İftarda hızlı ve çok yemek yenilmemelidir. Oruç erken saatlerde açılıyorsa hafif yenilip sulu besinler tüketilmelidir.

 İftardan bir müddet sonra yürüyüş ve spor  sindirimi kolaylaştırır ve sizin daha dinç olmanızı sağlar.

Ramazanda yoğurt, ayran veya süt tüketimine dikkat edilerek 2-3 su bardağının altına düşmemelidir.

İftarda sebze ve meyve tüketimine özen gösterilmelidir. Posa miktarını göz ardı etmemeliyiz.

Sizleri çok seviyor ve hep sağlıklı kalın istiyorum.