İnsan her şeyden önce kendi olabilmeli! Duygularını ifade edebilmeli. Duygular bastırıldıkça ve insan kendi olmadan kendi benliğinin farkına varmadan maskeler taşıdıkça yalnızlaşır. Bu durumun sonucunda olumsuzluklar ortaya çıkar. Önce kendini tanımalı insan. Tüm yönleriyle yüzleşip kendini kabul edebilmeli. Kendisini sevmeyen bir insandan bir başkasını sevmesini bekleyemezsiniz.

İnsanları suçlamak, geçmişte yaşananlardan dolayı pişmanlık duymak ve ana-babayı suçlamak bireye hiçbir şey katmaz aksine ondan çok şey götürür. Bireyin olumlu duygular yaşamasına engel olabilir, düşünme biçimi ve olaylara bakış açısı üzerindeki etkisi hayli fazladır. İnsan diğerlerini suçlamaktan çok kendisine yönelmelidir. Diğerlerini değiştirmeye çalışmaktan çok kendisine odaklanmalıdır. Önce kendisini anlamaya çalışmalı, kendisini kabul etmeli, şefkat duymalıdır. Kendisine değer vermelidir. Tüm bunlar söylendiğinde insanlar bunun bencillik olduğunu söylemektedirler oysa bir insanın kendisini sevip değer vermesi dünyanın hiçbir yerinde bencillik olarak tanımlanmaz.

İnsan olarak kişiliğini geliştirmek önemlidir. Kimliğini tanımlayabilmek ve bunun için çaba harcayabilmek de çok önemlidir. Bir insanın kimliğini oluşturan etmenler nelerdir? Ya da siz kimliğinizi nasıl tanımlarsınız? Cevap vermek çok kolay olmayabilir ancak bunun için harcadığınız çaba bile sizin kişiliğinizi geliştirme ve kendini kabul sürecinde çok önemli bir adımdır.

Öfke de bir duygudur şefkat de. İnsan olarak öfkelenebiliriz, kızabiliriz ayrıca her zaman mutlu olmak zorunda da değiliz. Önemli olan bu duyguları ne ölçüde yaşadığımız ve yaşarken etrafa zarar verip vermediğimiz. Yukarıda da bahsettiğim gibi duygular yaşanmayıp bastırıldığında olumsuz sonuçlar ortaya çıkıyor.

İnsan olarak yaşamda bir anlam ve amaca sahip olmak çok önemlidir. İnsanın kendi benliğinin farkında olması onun bulduğu anlamı güçlendirir. Kendini tanımayan ve benliğinin farkında olmayan bir insanın bulduğu anlam çok da sağlıklı olmayacaktır.

Kendimizle yüzleşebilmeliyiz! Hatalı olduğumuz durumlar, eksik yönlerimiz ve sorunlarımız muhakkak olacaktır. Önemli olan tüm bunların farkında olarak benliğimize gerçekçi bir şekilde yaklaşmaktır. Kendi varoluş sorumluluğumuz üzerine düşünmek ve bu sorumluluğu üstlenmek yaşamak adına çok önemlidir.

Anda kalmak ve o anı yaşamak çok kolay olmayabilir. Hayatımızda her şey o kadar otomatikleşmiş bir şekilde devam ediyor ki bu konuya önceki yazılarımda da değindiğimi hatırlıyorum. Geleceğe dair planlar yapar ve sürekli bekleriz. Şu an bir geçsin, şu gün bir bitsin, akşam bir olsun… Oysa geçen zaman asla geri gelmeyecek. Bunun farkına vardığımızda anı yaşamanın ve zamanın kıymetini daha çok anlayabiliriz.

Zamanın öneminin ve benliğinizin farkında olduğunuz, kendinizle yüzleşebildiğiniz, varoluş sorumluluğunuzu üstlenip kendi kimliğinizi tanımlayabildiğiniz, kendinizi sevip değer verdiğiniz bir yaşam diliyorum.

İyi haftalar.