Beş altı sene önce, Muğla Fethiye ile ilgili bir araştırma yaparken, 1850'lerde Fethiye ve çevresinde, o zamanki yerleşim yerlerini yerle bir eden ve büyük bir can kaybına sebeb olan ve bu merkezi Fethiye olan depremin başta Rodos adası olmak üzere bazı adalar ile Muğla'dan kuzeye doğru; Burdur ve Isparta başta olmak üzere, Konya'ya kadar etkisinin olduğunu görmüştüm. O tarihlerde esas dikkat edilen yer Fethiye olduğu için, diğer yerlerdeki hareketlenmenin pek dikkate alınmadığı görülüyor.

Bu vesile ile geçen gün Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan hocamız, Türkiye'de deprem riski olmayan illeri sayarken, Konya ve çevresi ile bizim Karaman'ı da saydı.

Daha önce yani 1302 (1884)'de Karaman'da çok şiddetli bir deprem olduğu, bunun, bügünki tabirle artçı depremlerinin bir müddet devam ettiğine dair vesika görmüştüm.

Övgün Ahmet Ercan hocamızın bu beyânı üzerine tekrar bir arşiv araştırması yaptım.

Belki daha derin ve ayrıntılı bir araştırma yapılırsa, bu depremlerin Konya ve çevresi, Karaman ve çevresindeki durumun tarihi daha eski tarihlere kadar gidebilir.

Burdur ve Isparta'dan başlamak üzere, bilhâssa Ilgın ve çevresinde daha şiddetli olmak kaydıyla, Konya şehrinde, Ankara ile Konya arasında muhtelif yerlerde, Koçhisar'da, Karaman'da, Ereğli'de ve Ulukışla'da depremler meydana geldiğini görebiliyoruz. Bunların bir kısmının da yıkıcı olduğu anlaşılıyor. Tamam eski zamanların inşaat teknolojisi, kullanılan inşaat malzemesi bugüne göre çok geri olabilir; fakat o zamanki evler de çoğunlukla «tek katlı» idi.

O günlerin şartlarında bu depremlere dair İstanbul'daki yetkililere ne kadar bilgi ulaşmış ise, maalesef bizim de bilgilerimiz onlardan ibarettir.

Bugünki deprem bilimcilerin kıstaslarına göre bahsettiğimiz Konya ve Karaman depremleri kaale alınmayacak derecede olabilir; ama buralarda da deprem olmuş.