Karaman’ın altınbaşağı (1) özeldir. Karaman’ın güneşi, rüzgârı, yağmuru olmadan yetişmez.

Karamanlı ustalar da mahirdir. Emek ve alınteri dökmeden yetişmez.

Karaman’ın tacirleri de muteberdir, müstahsilin ve işçinin hakkını alınteri kurumadan verir.

Bulguru, Karamanlı yapan nefâseti ve diriliği yanında sarı rengidir.

Karaman bulguruna ilgi ve talebin artması yüzkarası bazı insanların, gözlerini karartır. Taklit (2) ve tağşişe (3) başvurular. Adi bulgurları sarıya boyarlar. İddiaya göre; çavdar ve arpadan bile boya ile bulgur yaparlar ve piyasaya sürerler.

Bu vaziyet Karaman’ı huzursuz eder.

1933 yılının Mayıs ayı başlarında Karaman bulgur tacirleri namına bulgurcu Mehmet Rauf Efendi (Kamer), müddei umumiliğe (savcılık) müracaatla (4) bazı kimselerin adi bulgurları sarıya boyayarak, bunlara Karaman bulguru çeşidi süsünü verdiklerini bildirir. Bunu yapanlar hakkında takibata başlanılmasını talep eder.

Müddei umumilik, elde edilen nümuneyi, hakikaten boyanmış olup olmadığını tahlil neticesinde anlaşılması için, Tıbbî Adlî Kimyahânesine gönderir. Tahlil raporu verildikten sonra, rapora göre icap eden kanunî muamele yapılacaktır.

Karaman tacirleri, ayrıca İstanbul ve Karaman ticaret odalarına, İktısat vekâletine de (Ekonomi Bakanlığı) müracaatta bulunmuşlardır.

Bu haksız rekâbet, Karamanlı bulgurcuları birbirine kenetlemiştir.  Bu vaziyet Akşam Gazetesi’nin, 26 Ağustos 1935 tarihli nüshasında “Bulgurcular birleşti (5)” başlığıyla yer almıştır:

“Burada bulgur işile uğraşan on iki tecim bir sosyete kurdular. (30) bin sermayeli bu iş (16) aksiyona ayrılmıştır.

Piyasaya çıkan bulgur, buraca meşhur olan Zengen (6) bulgurunu geride bırakmıştır. Hemen her gün ihracat yapılmaktadır.

Dört kalite üzerine çıkan bulgurun fiyati şudur: Dört yıldızlının kilosu 9, eksra eksra 7,50, eksra 7, sıra malı 5,5 kuruştur.”

Yıllar geçmesine rağmen “boya!” muhabbeti güncelliğini muhafaza eder.

1945 yılının ocak ayında Sümer Bank iplik ve dokuma fabrikaları müessesesi müdürlüğü, bağlı fabrikaların ihtiyacı için 80 ton bulgurun pazarlık suretiyle mübayaa edileceğini ilân eder. Bu bulgurun nevi için “boyasız Karaman malı” ibaresine vurgu yapılır (7).

Aslında bu gün de fazla değişen bir şey yok. Teknolojinin gelişmesi ve haksız kazanç için ekonomik sebeplerle gıdalarda taklit ve tağşiş oldukça artış göstermiştir.

“Tarladan sofraya gıda güvenliği”ni şiar edinen Tarım ve Orman Bakanlığı, et ve süt ürünleri, takviye edici gıdalar ve benzer ürünler, bitkisel yağlar, bal, alkolsüz içecekler, baharat, çikolata, enerji içeceği üretiminde piyasayı gözetim ve denetim altında bulunduruyor.

Mevzuat gereği; cezaî müeyyideler yanında resmî internet sitesinde de, taklit ve tağşiş yaptığı belirlenen işletmeler ve ürünlerinin parti numaralarını ifşa ediyor (8).

Ama kâfi mi?

Uğur ERKAN.

_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________

(1) Şehremanetinin nümunesine göre makarnanın ya Trakya veya Karaman buğdayından yapılması mecburî olduğundan…(Vakit Gazetesi, 8 Teşrinisani 1929, Sayı: 4249, s. 2).

(2) Taklit; gıda maddesinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin şekil, bileşim ve nitelikler itibariyle kendisinde olmayan özellikleri sahip gibi gösterilmesidir.

(3) Tağşiş; gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin, mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesi halini tanımlamaktadır.

(4) Vakit Gazetesi, 7 Mayıs 1933, Sayı: 5503, s. 3.

(5) 1935 yılı Karaman’ının muteber iş adamlarından olan Ziya Duru, çevre illerden gelen bulgur talebini karşılamak için bulgur üretimine başlar. Yaptığı her işte olduğu gibi bulgur üretiminde de nitelik arayışındadır Ziya Bey. Zengen köyünde çıkarılan bir taşın bulgur öğütmek için en uygun taş olduğunu tespit eder. Çünkü başka hiçbir taş, bulgura onun verdiği eşsiz tadı ve diriliği veremez. Çıkarılması da değirmen taşı haline gelmesi de zahmetli olan bu taş, illaki maliyetlidir. Ne var ki Ziya Duru, kârdan çok itibara önem vermektedir (Duru Bulgur, Taş Değirmenin Hikâyesi, Reklâm ve Belgesel filmi, 32 dakika, Ocak 2017).

(6) Akşam Gazetesi, 26 Ağustos 1935, Sayı: 6054, s. 4.

(7) Akşam Gazetesi, 26 Kanunuevvel 1944, Sayı: 9405, s. 3.

(8) Bakanlık, piyasa gözetimi ve denetimi kapsamında 2012’den bu yana 769 firmaya ait bin 605 parti ürünün ismini açıklamıştır (23 Mart 2018).