Hak dostum hak diye başlayayım söze. Yazımın fihimafihini teşkil eden geçenlerde yaktığım gayet acıklı bir ağıdı paylaşayım siz değerli okuyucularımla. Aslında bu ağıdı birde çığırma imkanım olsaydı size! Pek bir gözel olacağıdı amma:
Geçenlerde bizim hanım dedi ki!
Hastalandım heç sormeyon halimi!
Hastaneden bana bir randevu al!
Anlatayım ben tabibe derdimi.

Govatırım kaça çıktı bilmiyom?
Gözlerim garadır bir şey görmüyom!
Garamanda heç bir yeri bilmiyom!
Anlatayım ben tabibe derdimi.
Özellere götür deyi dutturdu!
Datmadığım oğul balı dattırdı! Gözyaşımı gara suya gattırdı! Anlatayım ben tabibe derdimi.

Aradım , aradım MHRS’de!
Bulmadım randevu dahiliyede!
Gerildi gözüme galın bir perde!
Anlatayım ben tabibe derdimi.
Fahrettin bakanım sesimizi duy!
Garip yılmaz sende gurallara uy!
Gözlerinden gaflet perdesini soy!
Anlatayım ben tabibe derdimi.
 Efendim: asalım gayrı sazımızı duvara ve gelelim fasulyanın faydalarına. Öncelikle maksadımın bağcıyı dövmek değil; üzüm yemek olduğunu ifade etmek isterim en baştan. Yıllardır süre gelen bir sıkıntıdır bu MHRS sisteminden randevu bulabilmek. Bir bölümden randevu arattığımızda aradığımız kıriterlerde randevu bulunmadığı yönünde
uyarı veriyor sistem amca. Yada farklı alternatiflerde; örneğin ermenek devlet hastanesinde yada Sarıveliler Devlet Hastanesinde bir gün sonrasına bile randevu alma fırsatı doğuruyor. Yahu! Diyorum! Ne şanslı şu Ermenekliler! Vallahi Karaman’da ikamet eden vatandaştan daha kolay ulaşıyorlar sağlık hizmetlerine. Bizim hanım için iç hastalıkları dahiliye servisinden yaklaşık bir aydır randevu aramama rağmen bir türlü muvaffak olamıyorum. Geçenlerde 25 aralık için randevu oluşturabilmiştim. 3 gün önce telefonuma bir mesaj: çalışma planında gelişen zorunlu nedenlerden dolayı randevunuz iptal edilmiştir! Mealli bir bildirimle randevumuz iptal edildi. Tekraren randevu talebi oluşturmama rağmen henüz cevapta gelmedi. Sağlık hususunda yetkililerin çok daha hassas davranmasının gerekliliğini önemle vurgulamak isterim. Zaten zamlarla beli bükülen vatandaşın derdine derman bulabilmek için üç kuruş Kazancı’nıda harcamaya mahkum edilmemesi gerektiğinin önemini vurgulamak istedim. Sağlık hususunun hassasiyetinden bahsetmişken: bir yıl önce oğlum; ciğer parem birden bire havale geçirdi. O anı rabbım hiç kimseye yaşatmasın. Çocuk resmen öldü. O sırada misafirimiz olan öğretmenim ne yapacağını bilemez bir hal ve telaşla: oğlum! Youtubeyi açta nasıl ilk yardım yapılırmış bir bakalım! Deyivermişti. O an ki çaresizlik insanı ne diyeceğini bilemez hallere düşürüyordu vesselam. Dolayısıyla çocuğu olan ve eşide kendisi gibi görmeyen bir birey olarak ben; ilk yardım eğitimi almak istiyorum. Bilmem hangi yetkili kıymet verir sözüme ama evde eşime yada çocuğuma birşey olduğu zaman bir ilk yardım eğitimine sahip olmak istiyorum. Birde 112 acil hattını aradığımız zaman bizi önce bilgisayar karşılıyor! Sonra bir temsilciye yönlendiriyor! O temsilciye halimizi arz ediyoruz! Oda bir başka hatta aktarıyor ve onada halimizi arzediyoruz. Şayet hastamızın durumu saniyeler kadar vahimse; işte o zaman sen sağ ben selamet? 112’yi aramada süreç ne kadar hızlı işlerse işlesin yine de ambulans hizmetine tek elden ve olabildiğince daha hızlı ulaşılabilmesi hususundada yetkililerin sesimizi duyabilmeleri gerektiğini de ifade etmek isterim. Havalarında soğuduğu şu günlerde bütün okuyucularıma sağlıklı günler dilerim. Vatandaşlara gece gündüz hizmet veren ve şartlar ne olursa olsun hastalardan güler yüzlerini esirgemeyen sağlık çalışanlarına derin saygılarımı arz ederim.