Yıllar sonra Ramazan Bayramı’nı Karaman’da akrabalarım ve dostlarımla beraber geçirdim.

Bazı toplumsal olayları gözlemleme fırsatım oldu. Küçükken köyde ölüm olaylarında çoğu şeylerin farkında olmuyoruz, çocuklar köy yerlerinde ölü adına verilen bayram yemeklerinde köyün her tarafını babaları ile kalabalığa girerek dolaşmak çocuk aklı işte eğlenceli gelen bir durum olmuştur. Ama bazı şeylerin büyüdükçe ve zaman ilerledikçe farklı düşünceler ortaya çıkmaktadır.  

Vefat eden cenazenin çıktığı evde ilk bayramda yapılan ölü adına verilen yemekler yıllardır. Bir gelenek haline gelen bu faaliyettir “Din işleri yüksek Kurulu’na göre caiz değildir. Nedeni ise cenazede dağıtılan bu yemek helal değildir...Ölen kişinin mirasçıları fakir iseler veya aralarında ergenlik çağına erişmemiş çocuk var ise geriye bıraktığı maldan yemek yapılarak cenazeye gelenlere yemek vermek helal değildir” denilmektedir “Buna karşılık Peygamberimiz, komşu ve akrabalarının ölü sahiplerine yemek getirmeleri tavsiye edilmiştir”.

Bazı örf ve adetler bu hayat şartlarında insanları zorlamaktadır. Vefat eden kişinin geride bıraktığı mirasçıları zor durumda olabilir, belki de evlerinde yiyecekleri bile olmayabilir, yardıma ihtiyaçları olabilir ama sırf konu komşuya akrabaları karşı mahcup düşmemek için borç ile bu yemekleri yapmış olabilir.

Bir düşünün bir yıl içerisinde on kişi vefat etsin olsun ilk bayramda sabah namazından çıkar çıkmaz bütün köylü şehir dışındaki akrabalar ile beraber cenaze evine gidilir, yemek yenir çaylar içilir ve koşturarak herkese gitmek için başka bir cenaze evine gidilir. Bu koşturmaca köylerde bir sorun teşkil etmez ancak şehirlerde büyük bir sorun oluşturmaktadır. Her cenaze evine gitmek için bütün şehri dolaşmak zorunda kalıyorsun hem cenaze evinde cenaze sahibi ile ilgilenemiyorsun hem de çoluk çocuk yorgunluktan perişan oluyor, ayrıca her gittiğin yerde ayrı tabaklarda   yemek almak zorunda olduğunuzdan “almamak ayıp olarak düşünülür” bitiremediğiniz yemekler israfa neden olmaktadır.

Bu gelenek ve göreneklerimizi terk etmeyeceğimize göre insan yaşamını kolaylaştıracak çözümler üretilmelidir.

Kızıllarağinli hemşehrimiz Osman Akdaş ve arkadaşları iyi bir fikir ortaya atarak bütün köylü birleşerek yıl içinde vefat edenlerin aileleri ile ortak bir havuz oluşturmuş ve şehrin kavşak bir noktasında açık havada, vefat eden kişilerinde fotoğraflarını asmışlar aynı kazanda kaynayan  bir cenaze yemeği vermişler ,bu sayede hem bütün köylüler tek bir noktada buluşmuşlar hem de maddi olarak tasarruf da bulunmuşlar ,ayrıca yemek israfını engellemiş oldular ve de yıllardır birbirini görmemiş olan  köylüler hasret giderdiler. Bu düşünce için kendilerini tebrik ederim.

Bu uygulama bir örnek teşkil ederek her bir köyde ve şehirlerde uygulanmalı.