Bu haftada tüm okurlarıma en kalbi saygı ve muhabbetlerimi sunuyorum. Yazılarım hakkında olumlu geri dönüşler almak beni son derece mutlu kılıyor. Ben yazılarımı gören parmaklarımla yazıyor, siz okurlarımla yüreğimle konuşuyorum.

Bu hafta Taşkale afet evlerindeydim yine. Orası huzurun sesinin yankılandığı belde. Orası hala köylülük vasfını yitirmeyen Karaman’ımızın nadir köylerinden, doğal güzelliklerini görenler yazsınlar. Ben kalp gözümle gördüklerimi aktarmak durumundayım haliyle. Köy denince; koyunların meleştiği, horozların özgürce ürüştüğü, merkeplerin lisanıhaliyle anırdığı, kuşların kanat açtığı, teknolojinin fazlaca hükümran olmadığı, dostlukların diri tutulduğu, bir olmanın en güzel bir biçimde nesillere aktarıldığı yerler gelir aklıma. Taşkale, bence işte tam böyle bir yer. Düğünde oynamasını, cenazede ağlamasını bilen, toplumun manevi değerlerine önem veren bir köy Taşkale köyü. bağrında ne çınarlar yetiştiren, artlarından hem rahmet, hem de minnetle andığım yüreklerin memleketidir Taşkale. Ben polatiminenin evinde vefayı, dostluğu, gerçek sevgiyi, paylaşmayı gördüm Taşkale’de. Bir yıldır içlerindeyim beni belki anam bağrına basmadı onların bağrına bastığı kadar. Şerife abam ilk tanıştığım gün dedi ki bana: “Mustafa hoca bizim soframız her daim serili olur. Misafir yese de yemese de önüne illaki sofra konur. Biz böyüklerimizden böyle gördük” dedi bana. Hey elleri öpülesi mübarek kadın. Hakikaten de öyleymiş. dostluğun, vefanın pınarıymış Taşkale. Taşkale afet evleri de zamanın Taşkale belediye başkanının Taşkale halkına kazandırdığı en büyük hizmetlerden biri olmuş. lakin köylüler Taşkale ve Taşkale afet evleri bölgesine açılan mermer ocaklarından oldukça muzdarip olduklarını ifade ettiler. Taşkale sınırları içinde 20, Taşkale afet evleri bölgesinde ise 9 adet mermer ocağı bulunduğunu belirttiler bana. Mermer ocaklarının köyün doğasına büyük zarar verdiğini ve geçtiğimiz Günlerde de köyde büyük su sıkıntılarının yaşandığını söylediler. Bende Taşkale köyünden olmayan tarafsız birisi olarak köylüye olan vefa borcumdan ötürü bu hususu buradan dile getiriyorum. Köylü milletin efendisidir düsturuyla köylerimize sahip çıkalım. Vefa adı sadece İstanbul’daki bir semt adı olarak kalmasın ümidiyle.