Ramazan Bayramını da bu yıl Covid-19 pandemisi gölgesinde geçirmeye hazırlanıyoruz. Bayramların insan psikolojisi ve toplumsal huzuru açısından önemi büyüktür. İnsan ilişkilerini onarıcı özelliğe sahiptir. Pandemiye rağmen bayram ruhunu tedbirler kapsamında yaşatmamız gerektiğini düşünenlerdenim. Bayramın anlamını hissetmeli, büyüklerimizi ve sevdiklerimizi arayarak gönüllerini almalıyız. Bayramlar yalnızlığın giderilmesinde önemli dönemlerdir.

Sosyal ve manevi boyutu yüksek olan Ramazan ayında bireyler olarak  tahammül gösterip, fedakârlıkta bulunduk. Böylesi nefis terbiyesi yani ego eğitimi yapılan bir dönem sonrası bir bayram gelmesi tamamen fıtri bir olaydır. Bayramların ilahi boyutta vermek istediği mesaj bana göre ‘‘Bu dönemde sen manevi olarak ilahi rıza için fedakârlıklar yaptın, sosyal sorumluluklar aldın, insanlara yardım etmeye çalıştın. Bunun sonucunda bayram bir ödül’’ tarzındadır.

Dünyada yaşanan değişimlerden ülkemizin de etkilenmesine karşın bayram geleneğimiz toplumda değişmemiştir. Dünyada modernizmin oluşturduğu dalgalar Türkiye’ye de yansıdı. Birçok şey değişti ancak bayram geleneği toplumumuzda değişmedi, bayramın manası unutulmadı.

Pandemi koşulları altında geçireceğimiz bu Ramazan bayramın da büyüklerimizi ve sevdiklerimizi arayarak gönüllerini almalıyız. Pandemi koşulları yüzünden bu bayramda da yakınlarımızı ziyaret edemeyeceğiz ancak teknolojiden yararlanarak bayramlaşabiliriz. Çevrimiçi görüntülü görüşmeler yapabiliriz

Bayramlar sosyal boyutta insan ilişkilerini onarıcı özelliğe sahiptir. Bayramda kırgınlıkları gidermek, dostluğu tazelemek gerekir. Günümüzde insan ilişkilerindeki en değerli değer güven duygusudur. Güvenin oluşması için insanda korku duygusunun azalması gerekiyor. Korku duygusunu azaltan duygu ise sevgidir. Sevgiyi arttıran davranış birebir iyilik yapmaktır, sevgiyle yapılan iyilik korkuyu azaltıyor, güveni arttırıyor ve insan ilişkileri arasında pişmanlık duyguları yok oluyor. Onun için bayramlar toplumda huzur ve barış için çok önemli. Komşunun komşuya olan öfkesi ve kırgınlığı bayramlarda telafi edilebiliyor. Akrabalar arasında bir kırgınlık varsa ‘Bayram artık boş ver’ denilerek barışma ve bağışlamalar sağlanabiliyor. Bayram bir fırsat oluyor.

 Bayramlarda kişiler bağışlamayı hayatlarında ön plana çıkartmalıdır. Negatif duygularını, korkularını, düşmanlıklarını gidermelidir. Karanlığın beş atlısı olarak nitelendirilen ‘’kin, öfke, kıskançlık, düşmanlık, nefret ‘’ duyguları vardır. Bu duyguların yerine ‘’neşe, sevinç, barış, cesaret, sevgi’’ gibi olumlu duyguları koymak gerekir. Sosyal olarak da insanlarla olan ilişkilerde sevgi, güvenin çoğalmasına sebep oluyor ve aynı zamanda görünmeyen toplumsal barışa, huzura hizmet ediyor.

Modernizmin insana getirdiği en büyük tehlikelerden birinin yalnızlık olduğunu unutmamalıyız.

Yalnızlık, küresel bir sorundur. Bayramlar aslında bunu değiştirmek için bir fırsat haline dönüşmelidir. Hiç olmazsa bayramlarda büyüklerimizi ve yakınlarımızı arasak ileri yaştaki kişilerin yalnızlık duygularını gidermiş oluruz. Koronavirüsten sonra yalnızlık duygusu toplumda daha da arttı. Bayram gibi özel günler dezavantajlı gruplara dokunmak için bir fırsat şu anda. Muhakkak çevremizde engelli yardıma muhtaç, ihtiyacı olan kişiler vardır. Onlara dokunmayı da ihmal etmemeliyiz.

Bayram geleneğinin devam etmesi, toplumun ortak kültürlerinin devam etmesi açısından önem teşkil etmektedir. Toplum olarak farklılıklarımızla birlikte eşit ve özgürce birbirimizin hukukuna saygılı bir şekilde yaşamamız gerekmektedir.

Bayramlar barış, kardeşlik, hoşgörü ve kucaklaşma duygularının yükseldiği kutsal günlerdir. Bu özel günleri anlamlı kılan ise kinin, düşmanlıkların unutulmasıdır. Birbirimize kardeşlik elini uzatmamız gereken bu özel günlerde bütün kültürlerle, kimliklerle dostça kucaklaşmamız gerekmektedir.

Sağlık dolu şeker tadında Bayramlar dilerim.

.