“Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez.”
Merhaba doğa dostları;
İnsanların kaygıları yoksa har vurup harman savururlar. Demek ki bizim insanımızın da gelecek kaygısı yokmuş diyorum. Eğer gelecek kaygısı duymaz isek  neler yaparız neler? Ya da neler yapmışız neler?
Acımadan, düşünmeden keseriz. Bir zamanlar İzmir’den ağaca çıkan sincap Erzurum’a kadar ağaçtan ağaca gidermiş. Soruyorum nerede bu ağaçlar?
Bir gün Kazalpa’da bir amca yakamda TEMA yaprağını görünce Mut yolundan tarafı gösterip “Ah oğlum şu gördüğün tepeler benim çocukluğumda hep ardıç ormanıydı” dedi. Ben biraz dalgın dalgın bakmış olacağım ki amca “Haklısın oğlum şimdi sadece taş var” dedi. Gerçekten de taş var sadece. Bazı yerleri şimdi ağaçlandırılmaya çalışılıyor. Bu kadar ardıç nasıl 70-80 yılda yok olur diye düşündüm. Pek bir yere oturtamadım beynimde. Geçen hafta bir ev yıkığı gördüm. Gözüm yıkığın damına takıldı. Bir anda amcanın söyledikleri beynimde canlandı. Nere gitti bu ağaçlar? Bu ağaçlar işte bu damlara gitmişti. Her ev için kesilen ağacı resimleri görünce daha iyi anlayacaksınız. Aynı benim anladığım gibi. Her bir metrede 8 ağaç var. Evin uzunluğu 20 metre var. Bir bu ev için sadece damına yaklaşık 160 ağaç kesmişler. O ormanın bitebileceği kaygısı yoktu o insanların. Şimdi de birçok insanın kaygısı yok. Apartmanımın önünü kapatıyor diye sokaktaki ağacı kesiyorlar. Parklardaki ağaçlar kesiliyor. Ormanlar yakılıyor. Eskiden tarla yapılıyordu. Şimdi de villalar, oteller yapılıyor.

Eğer gelecekten kaygı duymazsak Kazalpalı Amca gibi torunlarımıza verecek cevap bulamayız. 
Her boşa harcadığınız kaynakların torunlarınızın yaşam hakkından olduğunu unutmayın ve yarınlardan kaygı duyalım. Kaygı duyalım ki “BM verilerine göre, dünyada 1,4 milyar kişi, temiz içilebilir sudan yoksundur. Yine dünya nüfusunun %40’ı (2,6 milyar kişi), arıtılmamış sağlık açısından sakıncalı suyu tüketmek zorundadır. Sağlık şartlarına uygun olmayan suların neden olduğu kolera, ishal ve tifo gibi hastalıklardan, sadece 1 dakikada 15 kişi hayatını kaybetmektedir. Diğer bir ifadeyle yılda yaklaşık 8 milyon kişi, sudan kaynaklanan hastalıklar sonucu ölmektedir.”  Torunumuzun susuzluktan öldüğüne şahit olmayalım. Gerçekler acıdır. Kaygı duymazsak daha da acı olacak. Marmara denizinin 4 kat büyüklüğündeki Aral gölü şu anda ne durumda biliyor musunuz? İnternete yazın Aral gölü belgeseli diye izleyin. Neden kaygı duymamız gerektiğini anlayacaksınız. Belki bazı insanların neden HES’ lere karşı çıktığını da anlarız.
Sevgiyle kalın.

Bayram VANLI
Karaman TEMA Yavru TEMA Sorumlusu
[email protected]