Kadim, peygamberler ve 70 bin erenin yaşadığı, yüce Rabbimizin dördüncü kutsal yer olarak işaret ettiği, Peygamber Efendimizin naaşının gömülmesi için dördüncü yer olarak Karadağ’ı işaret ettiği, Cennetten kovulan yılanın Karadağ’a indirildiği, Hristiyanlığın baş meleği Mikail’in baş piskoposluk merkezi Karadağ’ı yurt edindiği  maneviyat kokan bölgemiz, şehrimiz Karaman’ımızın kayıp şehirleri ve hikayeleri  hakkında 70 bin erenle birlikte yine yola çıktık. altı gün altı gecede  yeri göğü her şeyi yaradan yüce Rabbimiz günümüze gelene kadar, insanoğlunu hem imtihan için, hem de ileri gitmelerinden, sınırlarını aşmalarından  dolayı toprakları birbirinden ayırmış, kimi zaman buzul çağı vermiş kimi zaman yerin altını üstüne getirmiş, kimi zaman sel felaketi, kimi zaman gökten alev toplarını indirerek, insanoğlunu aştıkları kırmızı çizginin kat kat gerisine götürerek hayatın yeniden şekillenmesini ve başlamasını  sağlamıştır. İçinde bulunduğumuz bu yıllarda gösteriyor ki kırmızı çizgiye yaklaşıyoruz. Yapay zeka, canlı bir varlığı kopyalama, bir ışınla veya düğmeyle fırtına, kar, yağmur, doğa olayları na müdahaleyle Allah’ın işlerine karışmak ve kaderi değiştirmeye kadar insanoğlu ileri seviyeyi bilinçsizce zorluyor. İlimizdeki kayıp şehirler hikayesi yazımızda  yukarda bahsettiğim, yüce Rabbimizin bizlere verdiği felaketler sonucu kaybolan yaşamlarla ilgili.

Karadağ’daki gemi halatlarının bağlandığı halka demirler, bölgemizin bir zamanlar deniz olduğunu göstermektedir. Göksu nehrini takip eden büyük  bir tepenin siluetinde Tanrı Zeosun figürü işlenmiş, Ermenek ilçemizde Medusa için tapınak yapılması, Ayrancı ilçemiz sınırları içerisinde bulunan yer altı şehirleri ve bu şehirlerde yörenin eski insanları tarafından bulunduğu söylenen altı yedi metrelik insan kemikleri/iskeletleri yüce rabbimizin bu alemi çok defa yerle bir ettiğini ve yeniden Allah yolundan sapmayan üç beş kişiyle tekrar hayat buldurduğunun ispatıdır. Yaşam kıyamete kadar devam edecek ama yüce Rabbimizde bizlere değişik felaketlerle sapmış olduğumuz yoldan dönmemizi sağlayacaktır.

İlimizdeki arkeolojik çalışmalar sonucunda, buzul  çağından sonra başlayan ve M.Ö. 12.000 yıllarına kadar giden bir geçmişe ait izler bulunmuştur. Buzul çağından öncede ileri seviyeye kadar ulaşmış bir yaşam vardı, ama karanlık. Milyon yaşındaki fosillerle, iri yapılı insan kemikleriyle veya Karadağ’da ki bir gemi bağlama direğiyle ancak bu kadar anlayabiliyoruz. İnsanoğlu hep eskinin üzerine yıkılmışın üzerine değişiklik yaparak tekrar ayağa kalkmış. Karadağ’da şu anda harap bir vaziyette olan yapılar yüzbinlerce yıl önce tanrıların, ejderhaların tapınağı vazifesini görüyordu. Her gelen kavim, bu devasal tapınakları sökerek; Romanın o muhteşem yapılarına çevirmiş, Bizanslılar kiliselere çevirmiş, Bizanslılardan sonra asıl yurtları olan Anoduluyu fetheden  Türkler camilere ve daha sonrada bu yapılardaki taşlar okul, ev, resmi dairelerin yapımında kullanılmıştır. Düşünebiliyor musunuz devasal tanrı ve ejderha tapınak ve şatolarından sıvaların altına girerek kaybolan, bir ev olan o yapı taşları. Yok etmeyi, kaybetmeyi, yıkmayı seven sınavını tamamlayamayan, elmanın hakkını ödeyemeyen   bir insanoğlu var karşımızda, Allah sonumuz hayır eyleye…

Kayıp Derbe kenti, acaba Karadağ’ın altında bulunan bir şehir olduğunu söyleyen yöre halkının söylediği şehir mi? Karadağ’ın eteğinde Kılbasan Dinek arasında yüce Rabbimin helakiyle  yok olan büyücüler tanrıçası Kerki’nin yurdu olan  Kabasan(Kara Hasan örenyeri), Dinek Köyünün kuzey doğusunda nasıl yok olduğu belli olmayan “Ebeadeo” adlı şehir. Kılbasan köyümüzün çözülemeyen gizemi, Ayrancı ilçemizde bulunan yer altı şehirleri, Taşkale köyümüzdeki dağların içine oyulmuş ve her türlü olanaklarıyla yaşam yeri olan mağaralar, Ermenek ilçemizdeki büyük metropollerin su ihtiyacını karşılayan su tesisleri ve kanalları, devasal kaya mezarları ve tapınakları, yerin metrelerce altındaki yerleşim yerleri hala sırlarını korumaktadır. Hacı baba dağında bulunan bir roma garnizon şehrinden geriye sadece küp taş yolları ve yıkıntıları kalmıştır. Küp taş yollar diyince, daha çok değil aklıma geldi hatırlıyorum, 12 yaşında ortaokula giderken şimdiki çukur bahçenin kuzeyinde dar bir sokakta küp taş döşeli Roma yolu bulunuyordu, şimdilerde 43 senede yok olan bir roma yolu, halada yok etmeye devam ediyoruz, günümüzde de bu işi defineciler yapıları, işaretleri, resimleri figürleri tahrip etmekle başarmaktadır.  Kaybolan şehirler gibi kaybolan insanlara da bir örnek verelim. Ermenek ilçemizde Antropolog bir arkadaşımla gezerken iki gençle muhabbet etme fırsatı bulduk, gençler yanımızdan ayrıldıktan sonra yanımdaki arkadaş İsmet bu gençlerin kafatası yapısından onbinlerce yıl öncesi yaşamış Türk ırkının izleri var diyerek beni şaşırtmıştı. Bu örneklere yüzlercesini daha ekleyebiliriz. Üniversitelerimiz ilgili bölümleriyle ve öğrencileriyle sahaya çıkmalı ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzle birlikte çalışmalar yapmalıdır. Sponsorlarımız devreye girerek bu çalışmaları destek vermelidir. Bölgemizde halen Selçuk Ecza Deposu Sponsorluğunda ve Müze Müdürlüğü Başkanlığında Ermenek ilçemizde kazı çalışmaları yapılmakta olup o bölgenin kayıp şehirlerini ve yaşamlarını açığa çıkarmak için uğraşıyorlar, Süleymanhacı Pınarbaşı Mevkiinde Yabancı Üniversite sponsorluğunda araştırmalar yapılmaktadır ve sonuç olarak ilk evcil köpeğin kemiklerine rastlıyoruz. Dünyaca ünlü 1960 yıllarından bu yana yabancıların kazdığı ve araştırdığı Canhasan Höyüğü (I-II-III) kazılarına da Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Doç. Dr. Adnan BAYSAL Başkanlığında ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kontrollerinde 2021 yılında çalışmalara başlanmıştır. Canhasan da kaybolan dünyanın finans ve ticaret merkezi olan bir şehrin bulunması için, Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle üç yılda önemli bir yol kat edilmiş ve bölgemizin tanıtılması hususunda uluslararası platformlarda yerini almıştır. İlimizin tanınmış iş insanlarından da bu tip çalışmalar için destek ve sponsorluklarını bekliyoruz. Bir ambalaj kutunuzun üzerine canhasan kazılarının reklamını atabilirsiniz. Yemekhanenizden orada çalışan hoca ve öğrencilerimize yemek ulaştırabilirsiniz. Otelinizde bir program yapıp ağırlayabilirsiniz. Halkımız olarak ta kazı alanlarımıza ziyaretlerde ve gezilerde bulunarak onların yanında yer aldığımızı gösterebiliriz. Belediyemiz olarak hafta sonları ücretsiz belediye otobüs seferleri düzenleyebiliriz. Bu örnekleri çoğaltmak bizlerin elinde, Her şey Karaman için ve kayıp şehirlerimizi bulmak için. Karaman için her birimizin elimizi taşın altın koyma vaktidir.