Merhaba kıymetli okurlar, Bu hafta Ünlü Röportajları Köşemizde konuğumuz 440. Bölümü ile sezon arası veren ve yeni sezon için gün sayan ‘BENİ BIRAKMA’ dizisin sevilen, güzel oyuncusu; Cansın Yılmaz ile sizler için bir araya geldik ve keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Keyifli okumalar…

1-) Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Aslen Rize Çamlıhemşinliyim 1997 doğumluyum Ankara’da doğdum büyüdüm. Şuan da oyunculuk yapıyorum Ankara’da yaşıyorum Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Eğitimi mezunuyum gelecekte de Allah nasip ederse oyunculuğa devam etmeyi ve elbette öncelik olarak iyi bir sinema filmine ismimi yazdırmak istiyorum.2-)Nasıl bir ailede yetiştiniz?

Muhafazakâr bir aileden geliyorum, ar, şeref, haram, helal gibi kavramları ve insanlığın ne olduğunu öğreten bir ailede yetiştim ekonomik olarak çok güzel zamanlarımız oldu düştüğümüz zamanlarımız da oldu bu sebepten şükür ve hamdı ailemden öğrendim. Annem ev hanımı babam fırıncı. Ailem bana okuyup koluma bir bilezik takmamı istemişlerdir kendi para kazan ve kimseye muhtaç olma demişlerdir bende 16 yaşımdan beri kendi paramı kendim kazanıyorum çünkü beni öyle yetiştirdiler böyle bir aileden geliyorum 1 kız kardeşim 1 de ağabeyim var.

3-) Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Meslek seçiminizde sizi etkileyen faktörler oldu mu?

Küçüklüğümden beri her zaman için içim de bir canlandırma taklit etme isteği vardı kendi başıma oyunlar kurardım oynardım evimize gelenlerin taklidini yapardım. Orta okul zamanında okul tiyatrosuyla oyunculuğa başladım sınav zamanları olduğu için çok fazla gidemedim oyunculuk üzerine o sıralar voleybol da oynuyorum derken sınava girdim liseyi kazandım lise zamanı yine küçük küçük tiyatro oyunlarına atölyelerine katılıyordum ama çok gitmiyordum üzerine daha çok voleybola önem veriyordum lisenin son döneminde Veren Yalazoğlu ve Burçin Sezenden kamera önü ve tiyatro atölyeleri aldım daha oyunculuk eğitimi üzerine bir çok kitap okumaya başladım, ve oyunculuğun bir meslekten daha çok kendini insanı anlayıp insanlığını geliştire bildiğin bir eğitim olduğunu anladım ve inanılmaz keyif almaya başladım üniversitenin ilk dönemin de tiyatro akademiye başladım orda eğitimler devam etti turnelere gittim ve 2017 yılın da ilk TV teklifimi beni afetteki güzel karakteriyle almış oldum ve kamera önü oyunculuğum başlamış oldu.

4-) Birçok insanın hayallerini süsleyen bir meslektesiniz. Peki sizin açınızdan mesleğinizin bilinmeyen yönleri ve insanlara cazip gelen yönleri nelerdir?

Evet bu meslek bir çok kişin hayalli olduğuna eminim her meslekte olduğu gibi bu meslekte de bilinmeyen bir çok şey var insanlara cazip gelen ün kazanılması takınılıyor olması ve bunun üzenine bir de ekmek yitiliyor olması belki bazı insanlara oyunculukta cazip gelen tek şey bir karakteri yada bir olayı yaşayıp ondan keyif alması da olabilir ama bu işin bir bilinmeyen ve en önemlisi, insanın erken çökmesi çünkü belki normal hayatınızda yaşamadığınız bir çok yoğun ve ağır duyguyu oyunlarınız da yaşıyorsunuz duygusal olarak ruhsal olarak çok yıpranıyorsunuz ikincisi çalışma saatleri belli değil belli olan tek şey sete giriş satın o da bazen değişebiliyor dış çekimlerde kış aylarında saatlerce çekim yapmak sabır ister o yüzden bu iş para için yada sadece şöhret için yapılacak bir iş değil en önemlisi her işte olduğu gibi bu işte de sevmek.

5-) Gelelim Beni Bırakma dizisine, öncelikle her gün ekrandasınız bu zor olmuyor mu? Sahnelerinize nasıl hazırlanıyorsunuz?

Yani işimi sevdiğim için pek zorlanmıyorum keyif alarak yapıyorum ama kolay da diyemem zorlandığım durumlar oluyor tabi ki setin aksaması,  uzun bir süre soğuk bir ortam da çalışıyor olmak bunlar zorluyor ama dediğim gibi daha çok keyif alıyorum. Sahneye girmeden önce o sahnenin bir önceki sahnesine bakma ihtiyacı duyup bir önceki sahnenin duygusunu hatırlayıp daha sonra sahneye devam ediyorum zaten o günün sahnelerinin ezberini yaparak geliyorum ki zaten ezber tam olarak gelmek zorundayız.

6-) Partneriniz ile ve tabi ki diğer ekip arkadaşlarınız ile uyum içerisinde olmanız çok önemli, öyle ki güzel bir uyum yakalamış olmalısınız ki 440 bölümü geride bıraktınız. Daha önce yer aldığınız ‘Beni Affet’ ile 1447 bölüme ulaştınız, Seyircilerden gelen tepkiler nasıl?

Tabii ki ekip ve uyum çok önemli orada ki herkes benim arkadaşım, seyirciler… Yani sevenler de var sevmeyenler de iki dizi de de kötü karakteri canlandırıyordum.  Bazı insanlar bunun bir oyun olduğunun farkına varamıyor ve inanılmaz ve hayretle okuyacağınız mesajlar alabiliyorsunuz şaşırıyor ve oldukça üzülüyorum bir yandan da aferin sana cansın demek ki iyi yapıyorsun işini diyorum. Bazı seyircilerimiz de AVM yada sokakta görücü gelip sarılıyorlar öyle güzel bakıyorlar ki gözlerinden sevgi akıyor ve çok duygulanıyorum.7-) Sette yaşadığınız, unutamadığınız bir anınız oldu mu? Bizimle paylaşabilirmişsiniz?

Aslında birçok anım var ama en önemli anım beni afetteki ilk çektiğim sahneyi anlatayım size.  Mihri hocam çekiyordu üzerimde çiçekli bir elbise akşam vakti hava karanlık gölbaşında bir ev de çekim yapıyoruz sahneyi çektik bitti mihri hocama nasıl diye sordum çok güzel oldu sen de çok güzelsin inşallah hiç bozulmazsın dedi… İnsan kendini göremiyor ama ben kendimi o günkü cansın gibi hissediyorum.

8-) İleride kendinize nasıl bir yol planlıyorsunuz? Neler yapıp nerede olmak istiyorsunuz?

İleride güzel bir aile kurup Allah nasip ederse oyunculuğa devam edip daha da geliştirmek istiyorum kendimi tabii bu işte istek ve nasip çok önemli 1. planım bu bunun yanında 2. planım beden eğitimi öğretmenliği de var ama öncelik tabi ki oyunculuk. Bir kaç planım daha var ama öncelik bunlar Allah hangisini nasip ederse.9-) Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Benimle röportaj yaptığınız, sorularıma yanıt verdiğiniz için.  Son olarak buradan eklemek istediğiniz ve okurlarımıza iletmek istediğiniz bir şeyler var mı?

Okurlarınıza ve beni seven sevmeyen tanıyan tanımayan herkese en içten selamlarımı iletirim ve gençlere şunu demek istiyorum her zaman 2. bir planları olsun para kazanılır zaman kazanılmaz zamanlarını iyi değerlendirsinler inansınlar, çünkü insan inandıktan sonra her şeyi yapabilir bir aile kursunlar gelecek için, düzenli hayatları olsun. Ben şöyle düşünürüm bir insanın birden fazla dalı olmalı biri kırıldı mı diğerine tutunabilmesi için birde sağlam bir kökü olmalı dalları kırıldığın da o köke tutunup tekrardan dal salabilmesi için.