Yaşantımız içerisinde mutlaka duyduğumuz veya kullandığımız “Nerede O Eski Günler” cümlesini  günümüz de daha çok işitmeye başladığımız bir gerçek. Bu cümle bir kıyaslamanın yanı sıra bir özlemi dile getiriyor  aslında .Eski ve yeni zaman dilimleri arasında yapılan bu kıyaslama özlediğimiz ,şimdi ki çağda bulamadığımız değerleri aradığımızın bir göstergesidir. Peki nedir bu değerler dile getirmeye çalışalım

Öncelikle daha sakin bir yaşam özlemi var ilk sıralarda. Günümüzde teknoloji sayesinde her şey daha kolay bir yaşam için hizmet veriyor olsa da yine de hiçbir şeye yetişememe telaşı peşimizi bırakmıyor. Bu karmaşa da bizlerde  yorgunluk, günümüzün tabiri ile tükenmişlik sendromu olarak karşımıza çıkıyor. Bu yorgunluk fiziksel aktivitelerimizden çok ruhen yaşadığımız bir yorgunluk aslında .Eski zamanlara göre insanların karşılıklı iletişimi ve irtibatı çok az denecek seviyelerde. Bu da insanların daha çok uzaklaşmasına yol açıyor. Mesajlar ve sosyal medya mecraları ile yürütülüyor arkadaşlıklar. Bu da insanlarda yalnızlaşma hissini çoğaltıyor. İşte bu nokta da eskiden böylemeydi cümlesi kullanılmaya başlanıyor. Öncelikle çocukluk çağlarına özlem dile getiriliyor.  Hepimiz çocukluk yıllarımızın daha güzel olduğunu o yıllarda ki mutluluk dolu anılarımızı anlatmaktan keyif duyarız. Çocuklar yıllarımızda sokaklarda oyunlar oynar ,kendi yaptığımız  oyuncaklarla düzenlediğimiz  oyunlarla mutluluğu doyasıya Yaşarlardık. Doğa ile iç içe zaman geçirirdik .Şimdi ki gibi telefon ve bilgisayar ekranına mahkum değildik. Tabi ki çocukluk yıllarının verdiği masumiyet küçük şeylerden mutlu olama hissinin katkısını da unutmamak gerekiyor.

Eski çağlarda özlenen diğer değerleri sıralayacak olursak ,samimiyet, güven ,çıkarsız sevgi manevi mutluluk ,büyüklere saygı ,kendi emeği ile bir şeyler yapabilme komşuluklar, arkadaşlıklar ve herkesin kendine göre dile getirebileceği örnekleri sayabiliriz. Peki neden günümüz de bu özellikleri arayış içindeyiz bunun nedenlerini bilmek çözüm için bizlere yeni kapılar açacaktır .Özellikle çevremizle olan sosyal ilişkilerde ki eksikliklerin kaynağı günümüzde yüz yüze iletişimin kopuk olmasıdır diyebiliriz .Başlarda da bahsettiğimiz gibi  teknolojinin sunduğu imkanlarla sanal olarak iletişim bu kopuklukların ilk sebeplerinden biridir. Çünkü karşılıklı iletişim her zaman daha samimi ve gerçekçi olma özelliğini taşımaktadır. Diğer aradığımız özelliklerde de bu uzaklaşmanın etkisi hissedilmektedir. Günümüz de insanlar daha içe dönük ,sanal alemde daha fazla vakit harcayan dış dünyaya sadece internet penceresinden bakan bir hale gelmiş durumda maalesef. Bunun sonucu karşımızda ki insanları yakından tanıma imkanımız kısıtlandığı için güven problemi oluşması da  kaçınılmaz oluyor. Bunun sonucu güvensizlik problemi karşımıza çıkıyor. Manevi değerlerde ki arayışlara baktığımızda ise  ,huzur tevekkül etme, dini bilgilerde ki eksiklikler, kanaatkârlık ,güvenilir olabilme ,hak ve adalet kavramlarının tam yaşanmasına riayet, toplumu düzenleyen ahlâki kuralların dikkate alınması gibi genel konular yaşantımızı yönlendirme de etkili olmaktadır. Bu değerler geçmişte de günümüzde de bireysel ve toplumsam hayatımızın vazgeçilmezleridir. Toplumsam yaşamı düzenleyen yasal kurallar kadar manevi değerlerde görülmez bir yaptırım ve uygulama gücüne sahiptir. Çocukluğumuzdan itibaren gerek aile eğitimi gerekse eğitim kurumlarında ilim eğitiminin yanında bu yönde de desteklenerek yetiştirilmemiz güzel bir kazanımdır bizler için

Çünkü bireysel olarak taşınan güzel özellikler güzel bir toplumun temellerinin atılmasında ki en önemli adımdır. Ne kadar düzgün ,insanlığa yararlı ,toplum adına iyi işler yapabilecek kapasite de bireyler yetişirse bu yaşanabilir örnek bir toplumun oluşması ve devamı için en güzel gelişme  olacaktır (Devam Edecek)