Bir yol bu, yolcusu bizim olduğumuz. Uzun bir yol diye bir başlık eklemek isterdim fakat uzun mu kısa mı ne kadar süreceğini bilmiyoruz yolculuğumuzun. Herkes bu yolun yolcusu ama tüm yolcular farklı birbirinden. Yolda karşılaştığımız olaylar ve durumlar da farklı aslında. Kimimiz güneşli havada yürürken kimimiz yağmurda ıslanır. Şemsiyesini açar biri fakat bir diğerinin buna imkânı yoktur ve ıslanır, çamura batar. Geri dönüşü olmayan bir yol bu. Geriye bakıp aştığı zorluklardan güç alarak yolunu daha çok güzelleştirenler de var, yaptığı yanlışlara defalarca ağlamaktan yürüdüğü andaki güzellikleri göremeyen de.

Yol arkadaşları da önemli elbette. Bazen biz seçer bazen de yol üstünde rastlaşırız. Hayatımızın geri kalanında onunla devam edip etmemek ise yine bizim tercihimizdir. Diyeceğim o ki, başı ve sonu belirli olan bir yol bu, ucunda muhakkak ölüm olan. Kiminin yolculuğu erken başlar diğerinden ve erken biter. Güzellikler görmek ve mutlu olmak isteyen çok bu yolda. Fakat daima yüzünü güneşe dönen de yok. Elbette yağmur yağacak üzerimize, ıslanacağız bazen. Gök gürültüsünden korkup saklanacağız. El ele yürüyeceğiz sevdiklerimizle, bazen de yanımızda kimse olmayacak ve tek başımıza yürümek zorunda kalacağız. Tüm zorluklara göğüs gereceğiz. Haksızlığa ve mağlubiyete uğrayacağız. Bunlar karşısında nasıl davrandığımız, yol arkadaşlarımızı nasıl seçtiğimiz, geri dönüp baktığımızda bir yaşam doyumu elde edişimiz yahut pişman olup ağlayışlarımız, adaletimiz, sevgimiz, saygımız, merhametimiz, iyimserliğimizle bir yol yürüyeceğiz. Yolu anlamlandıran da elbette bizler olacağız. Bu yolda tek başımıza yürümeyi de öğrenmeliyiz. Öğrenmeliyiz ki yol arkadaşlarımız bizi bırakıp gittiğinde yahut önümüze taş koyduklarında tökezlemeyelim. Bazen tökezleyeceğiz de, dedim ya hep güneşli günler olmayacak. Tökezlediğimiz yerden daha güçlü bir şekilde kalkacağız. Yolunuzun güzel olmasını, yol arkadaşlarınızın daima elinizden tutmasını ve geriye dönüp baktığınızda pişmanlık değil de yaşam doyumu elde etmeniz dileğimle. İyi haftalar.