06 Şubat 2023 saat 04.17; bu tarihi hiçbirimiz unutmamalı ve unutturmamalıyız. Bilim adamlarına göre 1000 yıldır, bana göre ise yıkılan kale, kilise, cami ve cehennem kayıkçısı heykeli yolundaki çatlaklıklarına dayanarak 1500 yıldır böyle büyük bir felaketi, yıkımı bu yaşlı dünyamız ve ülkemiz görmemiş. Bu büyük yıkım maalesef deprem bölgesi olan ülkemizde meydana gelmiş ve 11 ilimizi bir fiil, bütün Türkiye’yi ise maddi ve manevi olarak etkilemiştir. İskenderun Teknik Üniversitesinde okuyan Karamanlı kızımdan tutunda Malatya’da görev yapan Edirneli bir hemşireye kadar 7’den 70’e tüm Türkiye depremden etkilendi. Yüreğimiz yandı ciğerlerimiz kavruldu. Milletimiz deprem anından itibaren tek yürek oldu, kenetlendi, bütünleşti adeta yardımlarda yarışır hale geldik, vazife almak için Valiliklere müracaat ettik, kurumlarımıza gönüllü olmak için dilekçe verdik. İçimizdeki Türk benliğinin ve ruhunun da ölmediğini de bu acı olayla görmüş olduk.

Depremin hemen ertesi günü Kültür ve Turizm Bakanlığımızın talimatlarıyla Müze Müdürlüğünden arkeolog ve güvenlik görevlisi beş arkadaş Kahramanmaraş Müzesine intikal ettiler. Akabinde gezici kütüphanemiz deprem çocukları için Osmaniye ilimize hareket etmişlerdir. Bütün kurumlarımız deprem bölgesine hizmet için aktılar. Benimde gönüllü olarak yazıldığım, Karaman Defterdarlığı Zarar Tespit Çalışma Gurubu hazırlık çalışmasına başlamış, Gurup başkanımız Defterdarlık Personel Müdürü Erkan Tunç herkesi tek tek arayarak bir mazuriyetimiz olup olmadığını sordu ve hazırlığımızı yaparak ertesi gün öğlen Defterdarlık önünden hareket edeceğimizi söyledi. Eve varınca Çevre ve Şehircilik İl Müd. Görevli kızımın da aynı gurupta olduğunu sürpriz bir şekilde öğrendim. Kızımda bu kutsal görevi kabul ederek beni gururlandırmıştı. Ertesi günü 18 kişilik ekibi hazır görünce “Karaman Hatay Fay Hattı” konulu köşe yazımın başlığı da oluşmuştu artık. Fay Hattını oluşturan bu gönül insanlarının ismini affınıza sığınarak vermek istiyorum. Karaman Defterdarlığı: Personel Müdürü Erkan TUNÇ, Muhasebe Uzmanları Mehmet ŞERBETÇİ, Murat BOZKURT, Gelir Uzmanları  A. Muhammet GÜLEN, Kemal ÇETİN, A.Fatif YILDIRIM, V.H.K.İ.  D.Utku CERANOĞLU, bizleri kazasız bir şekilde götürüp getiren şoförlerimiz Ali MUTLU ve H. İbrahim ESER; MEB den engin tecrübelerinden faydalandığımız V.H.K.İ. Mehmet YAVUZ; İl Tarım ve Orman Müd.: Yüksek Ziraat Mühendisleri Naci EROĞLU, M.Alperen ÇEVİK; Orman İşletme Müd.: Bölüm Şefi Necati SEZGİN; Çev. Şeh. ve İkl. Değ. İl Müd. : Milli Emlakçılar Pakize ÖZTÜRK, Merve YILMAZ; Kültür ve Turizm Müd.: Bil.İşlt. İsmet ÖZTÜRK; MEDAŞ: Bizlere  sohbetleriyle ve farklı bir bakış açılarıyla hoş bir vakit geçirmemizi sağlayan Elektrik Bakım Kontrol Sorumluları İhsan SAK ve  Ali KAVAK

Bu üzücü olay sonucunda şahsen bu güzel insanlarla tanışmak ve dost olmak benim için ayrıca bir önem arz etti. Yolculuğumuzun başlangıcından bitişine kadar Erkan Müdürümüzün de sayesinde uyum içinde çalıştık, bir yaraya derman olabildiysek ne mutlu bizlere…

Karaman’dan Hataya Fay Hattı ekibimizle akşam saat 20.30 Hatay ilimize vardık. Her taraf karanlık, siren sesleri birbirine karışıyor kaos ortamı gecenin karanlığında dahi kendini hissettiriyordu. Mehmetçik çadır kentine gelerek çadırlarımıza ışıldaklarımız yardımıyla yerleştik. İlk iki gün elektrik ve su sıkıntısını yaşadık, üşüdük ama bir yandan da enkazın altında günlerce zaman geçirenleri düşününce şikâyet etmeye utandık. Gün ağarınca durumun çok da vahim olduğunu gördük. Hatay ilimizde ve merkez ilçelerinde taş taş üstünde kalmamış, binalar ya yıkık ya da tüm hasarlı durundaydı.  İmkânı olanlar şehri terk etmiş olmayanlar ise çadır kentlere yerleşmiş. Dinlerin birbirine kaynaştığı medeniyetler şehri Hatay adeta bir hayalet kenti haline gelmiş. İzlenimlerimizde Reyhanlı ya giden yolun altı üstüne gelmiş, dere yataklarının yönü değişmiş, İskenderun ilçesinde kara iki metre denize inmiş Atatürk anıtı denizin içinde kalmış, Kırıkhan’da 500 metre uzunluğunda zeytinlik ikiye bölünmüş, Cehennem Kayıkçısı Heykelinin yolu patlamış, Ebu Neccar Camisi dibe doğru çökmüş ve yıkılmış, kiliseler yıkılmış, yedi katlı binanın üç katı dibe inmiş yüzeyde dört katı kalmış, üç tane araba destek olarak yıkılmamış   yan yatmış binalar,  yağmacılar tarafından patlatılmış ATM’ler, enkaz üzerinde bir şeyler anlatırcasına durmadan miyavlayan kedi, zarar tespiti için girdiğimiz sokaklarda derdini anlatmaya çalışanlar, bir yandan da ikramda bulunacağız diye yarış edenler, her köşe başında nöbet tutan askerlerimiz ve polislerimiz, değişik yerlere kurulan çadır kentlerde hizmet yarışına giren belediyeleri gördük. Her şeyden önemlisi Devletimizin elinin her yerde olduğunu gördük. 15 günlük görevimizde depremi de bizzat yaşadık akşam üzeri çadır kentimizin olduğu saha adeta halı silkelenir gibi sallandı, sabah saat 06.03 de meydana gelen ikinci bir depremde derinden kütür kütür ses gelerek sanki yukarı doğru bir şey çıkacak sandım. Diğer artçı sarsıntıları hiç saymıyorum. Zarar tespiti için dolaştığımız zamanlarda meydana gelen artçılardan dolayı kütürdeyen binalar, 10 dakika önce çıktığımız sokakta göçen bina, yine binadan düşen bir moloz parçasıyla şehit olan bir polisimize şahit olduk. Allah rahmet eylesin. Bütün bunlara rağmen çocukların hala gülüyor olması bizlere bile moral oldu. Defterdarlık olarak ve arkadaşlarımız elleri boş gelmemiş, nerede bir çocuk gördülerse hediye verdiler yavrucakları sevindirdiler, bağırlarına bastılar. Karaman İl Özel İdaresinden Elektrikçi Kerem’in canla başla çalışarak bizleri ışıksız koymamaya gayret edişini, Çalışma ve İş Kurumu İl Müd. görevli Hatice Hanımın AFAD Gönüllüsü olarak Mehmetçik çadırına gelen tırın boşaltılmasında nasıl yardım ettiğine şahit oldum. Sağlıkçılarımızın, AFAD Gönüllülerinin çabalarını, Komandoların çocuklara Komando Andı okuttuklarına şahit olduk. Bölgedeki köpeklerin bile psikolojilerinin bozulduğunu boyunları bükük ve tepkisiz olduklarından çözdüm. Deprem köpeklerinin fotoğraflarını ayrıca instagram sayfamda paylaşacağım takip edin.

Bu büyük felaketten devlet olarak, belediyeler, kurumlar, Üniversiteler, Özel şirketler ve bireysel olarak hepimizin bir ders çıkarması ve bu acı olayın muhasebesini yaparak neyi yapıp yapmayacağımızın bir raporlamasını çıkartmamız gerekir.  Akıl vermek gibi olmasın AFAD deprem sonrası yapılacaklarla ilgili eğitimlerini yoğunlaştırmalı, bölgesel planlar yapılmalı, konusunda uzman kişiler belirlenmeli ve hazırlıklı halde olmaları, emniyet güçlerimizin afetlerin akabinde hemen intikal etmeleri, yardımların il bazında toplanarak yola çıkmadan bulunduğu ilde ayrıştırmalı ve kolilemeli gibi… İzlenimlerimde Üniversitelerimizin sahada olmadığını gördüm. Yanlışım varsa özür dilerim. Üniversitelerin Mühendislik ve Mimarlık bölümleri tüm ekipleri ve öğrencileri ile birlikte sahada olmaları gerektiği düşüncesindeyim. Çünkü burada yetişecek öğrenciler yönetici olacak, projelere imza atacak kişiler. Alın size sahada eğitim imkanı, bire bir görsel eğitim. O enkazı gören öğrenci yarın yapı denetim firmasında imza atacağında on defa düşünüp te atar imzayı. O havayı koklayan öğrenci bir belediye başkanı olduğunda yapacağı projeleri kırk defa düşünürde yapar. Üniversiteler ve bütün kurumların felaket anında kullanacakları konteynerleri ve ekipmanları hazır bulunmalı.

Karaman Hatay Fay Hattında 15. Günümüzde dönüş yaptık. Bizler sıcacık yuvalarımıza girdik. Ama depremzedeler uzunca bir süre bu travmayı üzerlerinden atamayacak. Allah’ım onların yardımcısı olsun. Depremde ölenlere Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Dualarımızı onların üzerinden eksik etmeyelim inşallah…