Bireysel ve kurumlar olarak bir şeyler başarmak, hedefe ulaşmak için mutlaka bir tetikleyici ve de bir musibet olduğu zaman harekete geçme gibi bir alışkanlığımız var.

           Yazdığım yazılarda genellikle Taşkale örneklendirmeler de ön plana çıkıyor öyle bir köy ki Türkiye de meydana gelen bütün olumlu ve olumsuzlukları, sevinçleri, kederleri içinde barındıran örnek davranışları ve kültürlü, pratik çözüm yolları bulabilen, geçmişi ile gurur duyan, lügatında ihanet olmayan her şekilde yaşamasını bilen, el ayak öpmeyen, hiç kimseye eyvallahı olmayan yani ekmeğini taştan çıkaran Atatürk’ün Ata Yurdu olmaktan gurur duyan bir yerleşim birimidir. Taşkale doyduğun yer değil doğduğun yerdir senin vatanın deyimine en güzel örneklerle doludur.

             Taşkale Belediyelikten düşürüldükten sonra nüfusu hızla azalmıştır ve hizmet alma olanakları da sınırlandırılmıştır ve Türkiye’de ki bütün yerleşim birimleri gibi sahipsiz kalmış köy boşaltıldığından dolayı okulları kapanmış bütün olumsuzluklara rağmen köy halkı kendi öz kimliğine bürünerek sorunlarla başa çıkmayı bilmiştir.

            Mermer ocaklarına ait kamyonlarının ve su sızmalarının verdiği zarar dolayısıyla meydana gelen orta cami önündeki yol çökmesinden dolayı oluşan mağduriyetleri bütün ilgili kuruluşlara müracaat ederek ilgilenilmesini istemiş fakat bazı malum sebeplerden dolayı duvar bir türlü inşa edilememiştir. Muhtar Hasan KARACA önderliğinde çaresizlikten çare doğar içgüdüsüyle bir girişimde bulunarak bir dayanışma örneği göstererek bir yardım kampanyası düzenleyerek köylülerin iş gücü gurbetteki Taşkalelilerin de maddi desteği ile yıkılan duvarı yaptırmıştır ve diğer köylere örnek olmuş ve takdir toplamıştır ayrıca ilgili kurumlara ders niteliğinde bir girişimde bulunmuşlardır. 

           Başka bir ders olarak okutulacak olay ise bütün maddi imkânsızlıklara rağmen Atatürk’ün ata yurdu olarak atasına sahip çıkması köyünü unutmayanlardan İrfan ÇANAKCI, halk ozanı Ahmet TEKİN(ONGUNİ) ve yine muhtar Hasan KARACA önderliğinde bir ilke ima atarak Taşkale’nin girişine güzel bir Atamızın büstünü yaptırmak için girişimlere de bulunarak köy halkı ve gurbette olan duyarlı Taşkaleli isimleri bizde saklı bağışları ile yapılmıştır. Uzakta bir köy vardı; O köy benim köyüm diyen hemşehrimlere selam olsun bu duyarlılık sürdüğü sürece bu topraklar sahipsiz kalmayacak.

  Artık Köyün ağlamayacak arkandan; doğduğunuz yer burası dönüp gelin çocukluk anılarınıza, ne isterseniz vereyim yeter ki dönüp gelin. Köyün hali dört mevsim hep sonbahar... Ne gelen var ne giden, kuşlar uçmuyor pamuk tarlası bulutlar bile gelmiyor artık. Kurumuş dal gibiyim ha kırıldım ha kırılacak. Unutma ki anıların senin varlığın benim varlığımla yaşayacak. Doğduğun yerdeki havaya, ağaçlara, toprağa ıssız kalmış sokaklara vefa borcun, can borcun var. Bu kul hakkıdır bu hiçbir hakka benzemez. Sakın unutma haykırışları bilinçli vefakâr insanlarımız yurduna sahip çıkanlar gün geçtikçe çoğalmaya başladı bunlar arasında yıllarca gurbette yaşamış ve emekli olduktan sonra köyüne yerleşip meyve bahçesi kuran Mehmet GÜNAY, Yunus ERYİĞİT, Nuri ÇETİNKOL doğdukları topraklara borçlarını ödemektedirler.

            Sözün özü; Bu hizmetler gelecek nesillere miras olarak kalacak ve minnetle anılacaktır.  Ayrıca açılışa bütün halkımız davetlidir.

Nevdet Ortauğurlu